115 yıl önce, Antikythera adlı Yunan adasının yakınlarında batmış 2000 yıllık bir gemi enkazında araştırma yapan bir arkeolog, vazo, çömlek ve meşhur bir filozofun bronz heykelinin yanı sıra oldukça ilginç bir şey buldu: pirinçten çark ve göstergeleri olan, büyükçe bir ahşap saate benzeyen bir aygıt. Arkeologlar bu aygıta  Antikythera mekanizması adını koydular. Bu aygıtın arkasındaki deha ve gizem, Google tarafından 17 Mayıs günü Google Doodle’da konu edilmesine neden oldu.
ANTİKYTHERA MEKANİZMASI NEDİR? 
İlk bakışta, enkazın yakınında bulunan pirinç parçalar herhangi bir hurdalıkta veya denizcilik temalı bir barın duvarında bulunabilecek bir şey gibi duruyor. Mekanizmadan geriye sadece çürük bir ahşap kutunun içindeki paslanmış pirinç çarklar kalmış. Ancak bu makinaya daha yakından bakarsanız, birbiri üzerine itinayla yerleştirilmiş en az iki düzine kadar daha çarkın varlığının kanıtlarını görürsünüz, son model bir Swiss saati kadar hassas ve keskin bir mekanizma. Arkeologlar normalde böyle bir teknolojiyi 16 yüzyıl sonuna ait olarak tarihlendirirler. Peki bu mekanizma ne işe yarıyordu?
DÜNYANIN İLK MEKANİK BİLGİSAYARI MI? 
Arkeologlar mekanizmanın bir tür saat, takvim ya da hesaplama aygıtı olduğunu gördüler. Ancak hangi amaçla yapıldığına dair bir gösterge yoktu. Onyıllar boyunca sürecek bir tartışma başladı:  Antikythera gezegenlerin bir modeli miydi? Veya belki de eski bir usturlabdı (enlemleri hesaplamaya yarayan bir aygıt).
1959 yılında, Princeton üniversitesinden tarihçi Derek J. de Solla Price cihazın o güne kadarki en kapsamlı bilimsel incelemesini gerçekleştirdi. Çarkları dikkatle inceledikten sonra, cihazın gökyüzündeki gezegen ve yıldızların konumunu hesaplamaya yaradığını ortaya koydu. Ana çark takvim yılını temsil ederken, daha küçük diğer çarkları da hareket ettirerek gezegenler, güneş ve ayın konumlarına getirirdi. Böylece ana çarkı istediğiniz takvime getirdiğinizde, gökyüzü cisimlerinin o andaki konumlarını elde edersiniz.
Price ‘Scientific American’ dergisinde bunun bir bilgisayar olduğunu ilan etti: ‘Bu mekanizma muazzam bir astronomik saat gibidir, … veya mekanik parçaları kullanarak hesaplamaları kolaylaştıran çağdaş bir bilgisayar gibi.’
Kullanıcıdan girdi alması ve karmaşık hesaplamalar sonucunda bir çıktı üretmesi anlamında bu gerçekten bir bilgisayardır. Bugün bilgisayar programlaması sayısal kodlar yoluyla gerçekleştirilir. Bu antik cihaz ise, çarkların birbirlerine oranları ile programlanıyordu. Esasen bu aygıt, Avrupa’ya 1600’lü yıllarda ulaşan mekanik hesap makinelerine benzerdir.
BİLİM İNSANLARI ANTİKYTHERA MEKANİZMASI HAKKINDA ARTIK DAHA FAZLA ŞEY BİLİYOR
Price’ın incelemesinden bu yana, bilim insanları X-ray ve üç boyutlu haritalandırma yöntemleri sayesinde mekanizmayı daha derin inceleme şansına sahip oldu. 2000’li yıllarda bilim insanları mekanizmanın daha önce görülmemiş bir parçasına işlenmiş bir kullanım kılavuzu buldu. Antik Yunan dilinde yazılmış metin, mekanizmanın birçok gizeminin çözülmesini sağladı. Bu bulgular 2006 yılında ‘Nature’ dergisinde yayınlanan bir makalede açıklandı.
Araştırmacılar bu mekanizmayı kimin kullandığı konusunda hala net değil. Bilim insanları hesaplamaları için mi kullandı? Yoksa eğitim amaçlı mı kullanıldı? Türünün tek örneği mi, yoksa başka örnekleri keşfedilmeyi mi bekliyor?
Aygıtın nasıl bir araya getirildiği ayrı bir gizem. Antik Yunanlıların bu teknik bilgiye nasıl sahip oldukları halen bilinmiyor. Nasıl bir araya getirilmiş ve nasıl kullanılmış olursa olsun, şunu biliyoruz: bu cihazın keşfi insanlık tarihini anlayışımızı değiştirmiştir ve insanın dehasının kendisini her çağda gösterdiğini hatırlatmıştır.
Price 1959 yılında, ‘Başka hiçbir yerde buna benzer bir cihaz yok. Antik bilimsel veya edebi metinlerde bununla karşılaştırabileceğimiz hiçbir şey yok.’ diye yazar. Antik Yunan medeniyetinin çöküşünden hemen önce günümüze çok yakın bir teknik kapasiteye gelmiş olduğunu bilmek ise ürkütücü.