Yeni deneyler, evrensel yansımamızı gözlemlemek için nötronlar ve manyetik alanlar arasındaki etkileşimi araştırıyor.
• Bilim kurgu, paralel evrenler ve onların nasıl olabileceği hakkında uzun zamandır spekülasyonlar yaptı.
• Araştırmacılar, bir ayna evrenin bizi nasıl etkileyebileceğini araştırmak için yeni deneyler geliştirdiler.
• Eğer böyle bir kanıt bulunursa, karanlık maddenin niteliği gibi evrenin gizemlerinin çoğunu aydınlatılabilir.
Orijinal Uzay Yolu’nun ‘Ayna, Ayna’ bölümünde, Atılgan’ın ekibi yanlışlıkla paralel bir evrene taşınır. Ayna Evreni olarak adlandırılan yerdeki mürettebat, gösterişli üniformaları, Nazi benzeri selamları ve keçi sakalları ile mürettebatın kötücül kopyalarıdır.
Bilimsel kurguda ilk hayal edilen birçok kavram gibi, Ayna Evren de gerçekte daha az çarpıcı bir biçimde de olsa var olabilir.
New Scientist tarafından bildirildiği üzere, fizikçiler evrensel yansımalarımız hakkında spekülasyonlar yapmakla meşgul ve şu anda deneysel kanıtları araştırmak için iki deney yapılıyor. Bir Ayna Evrenin kanıtı bulunursa, fizikte en zorlu soruların çoğunu çözmeye yardımcı olabilir.

Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı’nın gezici bilim fuarında katılımcılar, hayatı bir iyon olarak ve sonra bir nötron ışını içinde bir nötron olarak deneyimleyebilirler.
New Scientist tarafından yapılan ilk deney, fizikçi Leah Broussard ve Tennessee’deki Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı ekibinin sayesinde yapılıyor. Bir Ayna Evreni tespit etmek için basit bir yöntem geliştirdiler. Bir aparat, her iki tarafta farklı manyetik alan bulunan bir duvara bir nötron demeti ateşleyecektir. Bu nötronlar duvara nüfuz edemez, ancak araştırmacılar arkasına bu atom altı parçacıkları tarayan bir cihaz yerleştirdiler.
Nedeni ? Eğer bir nötron duvarın arkasında görünebilirse, ayna nötronlarla salınıma geçmesinin güçlü bir kanıtı olacaktır. Doğrudan duvarı geçip gitmesi evrenin farklı bir yerinde var olduğunu gösterir ; ve sonra tespit cihazına çarpmak üzere zamanda geri salınım yapar.
Broussard, New Scientist’e yaptığı açıklamada ‘Sadece salınan ve daha sonra evrenimize geri dönebilen [nötronlar] tespit edilebilir.’ ‘Manyetik alandan geçerken salınım olasılığı artar’ diyor.
Broussard ve ekibi, bozulmalarındaki bir tuhaflık nedeniyle nötronlara bakıyor.
Bir çekirdeğin içinde, nötronlar mükemmel bir şekilde stabildir, ancak dışarıda, bir proton, bir elektron ve elektron tipinde bir anti-nötrinoya dönüşürler. Tuhaflık şurada : tüm serbest nötronlar aynı oranda bozunmalıdır; ancak bu oran bilim adamlarının onu nasıl ölçtüğüne bağlı olarak değişir.
Serbest nötronların ömrünü ölçmenin ilk yolu, onları bir ‘şişe kapanı’ içinde izole etmek ve daha sonra belirli bir süre sonra geriye ne kadar kalacağını hesaplamaktır. İkinci yol ise bir nükleer reaktör tarafından üretilen bir nötron ışınından çıkan protonları saymaktır. Ancak, bilim adamları her biri için farklı bozunma oranları alıyorlar – ilki için 14 dakika 39 saniye, ikincisi için 14 dakika 48 saniye.
Bu tutarsızlık için olası bir açıklama ayna evrendir. Nötronların her iki evrende çifte vatandaşlığı söz konusu olabilir. Komşu evrenimizde yayılan protonlar algılanmaz ve bu nedenle ölçümlerimizde yer almaz. Bu, nötron ışınında neden daha az bozunum aktivitesi gördüğümüzü açıklayabilir.
Manyetik alanlardaki sinyaller
New Scientist tarafından oluşturulan ikinci deney Klaus Kirch ve ekibi tarafından İsviçre’deki Paul Scherrer Enstitüsü’nde geliştirildi. Bu ekip bir şişe tuzağındaki nötronlara değişen kuvvetlerde manyetik alanlar uyguladı.
Amaç, ayna manyetik alanların tek yönlü sinyallerini bulmaktır. Bunlar, Broussard ve ekibi tarafından bulunan kanıtları potansiyel olarak destekleyen, evrenler arasında salınan nötronların ortaya çıkmasını önerir.
Kirch, New Scientist’a şöyle diyor “Deneycinin görüşü, bu tamamen çılgınca görünmüyorsa da test edilebilir mi?”. “Sinyallerin orada olduğuna gerçekten inanmıyorum ve onların olmadığını ispatlayabilecek bir deney tasarladık ve bundan ne çıkacağını göreceğiz.”
Kirch ve ekibi deneylerini tamamladı ve şu anda verileri analiz ediyor.
Tennessee Üniversitesi’nde ayna araştırmacısı ve Broussard’la ortak çalışan Yuri Kamyshkov’un da belirttiği gibi: “Bir şey bulma olasılığı düşük, ancak bu basit ve ucuz bir deney.” Düşük olasılıklara rağmen, olumlu bir sonucun bir fizik devriminde etkili olacağını söylüyor.
Bir Ayna Evren, aralarında karanlık maddenin de bulunduğu fiziğin çözülemeyen gizemli olan birçok sorununu açıklayabilir. Michio Kaku’nun Big Think’e söylediği röportajda:
“Karanlık madde muazzamdır; çekimi var, ama görünmez. Işıkla veya elektromanyetik kuvvetle etkileşimi yok. Dolayısıyla, karanlık maddenin , başka bir boyutta üstümüzde salınan bir madde sıradan bir madde olduğunu söyleyen bir teori var.”
Elbette Kaku, bunun karanlık madde ile ilgili birçok farklı teorilerden biri olduğunu belirtiyor. Sicim teorisyenleri karanlık maddenin sicim titreşiminin daha yüksek bir oktavı olabileceğini düşünüyor.
Ayna Evren fikrinin bu kadar çekici olmasının bir nedeni matematikdir. Bazı modeller Ayna Evrenin, evrenin erken evrimi sırasında kendimizinkinden daha serin olması gerektiğini düşündürmektedir. Bu fark, partiküllerin geçmesini kolaylaştıracak ve her bir normal partikül için beş ayna partikülüyle sonuçlanacaktı. Bu kabaca karanlık maddenin normal maddeye oranıdır.
Sonunda, bilimsel modeller ampirik kanıtlarla desteklenmelidir. Bir Ayna Evrenin var olma olasılığını belirlemeden önce, bu ve diğer deneylerin sonuçlarını beklememiz gerekecek.
Kaynak : BIG THINK
Kaynak Linki : https://bigthink.com/surprising-science/mirror-universe?rebelltitem=2#rebelltitem2
Çeviri : M.Mustafa Çiftçioğlu