”Aslında, “Düalite yoktur,” demek daha doğrudur çünkü düalite geçicidir ve öyle bir an olur ki, bütün zıtlıkları tek bir şey içinde birleştirebiliriz. Örneğin, eğer bir dine inanıyorsak o dinin tanrısında biz bütün her şeyi “Bir” halinde görebiliriz. “Bir” halinde görebildiğimiz anda bizim için düaliteler biter.
“Tanrı mı, varlık mı?” meselesi de ortadan kalkar. Külli bir varlık içerisinde ebediyet halini muhafaza edebiliriz. Bu açıdan bakıldığında, düalite (ikilik) bizi birliğe götürmek için insanlığın gelmiş olduğu son noktalardan biridir.
Elbette, bundan sonraki durum düaliteden (ikilik) sonra bir triniteye (üçlülük) veya kuadroliteye (dörtlülük) geçmek değildir. Sonraki aşama, doğrudan doğruya birliğe geçmektir, düaliteden çıktığımızda varacağımız nokta “Bir’lik noktasıdır. Zaten insanlık olarak tek’lik noktasına gelmenin, ikilik noktasından tek’lik noktasına ulaşmanın çalışmalarını yapmıyor muyuz? ”
Ergün Arıkdal