Dünya Tarihi ve dünyada,geçmişte yaşananlar herzaman biz insanlar için merak uyandırmıştır. Bir de çok eski zamanlara bakıldığında gerçekten hayrete düşebileceğimiz bilgiler ve anlatımlarla da karşılaşmaktayız. Bildiğiniz üzere çok eski kadim zamanlar hakkında anlatılan bilgiler yalnızca mağara duvarlarına yada tabletlere yazılmış olan ve günümğze kadar ulaşmış eserlerdir. Bazıları okunabilmekte bazıları ise bilinmeyen yok olmuş bir dil olduğundan dolayı okunamamaktadır. Ancak okunamayan bir çok tablet üzerinde dil bilimciler çalışmakta kaybolmuş ve unutulmuş olan bu dilleri çözmek için büyük uğraşlar vermektedirler.Hazırlamış olduğum bu yazıda Samanyolu Galaksisindeki evimizi olan Güneş Sistemimizin nasıl var olduğunu çok eski zamanlarda güneş sistemimizde yaşanmış olan olayları sizlere aktarıcam.
Bildiğiniz üzere güneş sistemimiz Merkür,Venüs,Dünya,Mars,Jüpiter,Satürn,Uranüs ve Neptün olmak üzere 8 gezegen ve sonradan gezegen sınıfından çıkarılarak cüce gezegen sınıfına konulan Plüton dan oluşmaktadır. Ayrıca gezegenlerin uyduları ve astroit kuşağıda güneş sistemimizde bulunmaktadır. Peki günümüzden çok eski zamanlara yani 4 Milyar yıl öncesine uzanacak olursak güneş sistemimiz ne şekildeydi. 4 Milyar yıl önce güneş sistemimizde,evimiz,yuvamız üzerinde yaşadığımız dünyamız yoktu peki hangi gezegenler güneş sistemimizde bulunmaktaydı. 4 Milyar yıl önce sistemimizde bulunan gezegenlere bakmadan hepinizin aklını kurcalayan bir soruya cevap vermek istiyorum. Tabiki aklınızı kurcalayan soru şu olsa gerek 4 Milyar yıl önce güneş sistemimiz hakkında bu bilgiler nereden geliyor? ve kim tarafından biliniyor? Tabiki Annunakiler zamanında yazılmış olan Sümer Tabletlerinden ve günümüzde yaşayan dünya dışı varlıklara irtibatta bulunan bilgi olan kişilerin anlattıklarından. Dünya dışı varlıklardan bilgi alan medyumların Sümer dilini bilmedikleri aşikardır. Ancak bu kişiler tarafından anlatılanlar Sümer tabletleri ile karşılaştırıldığında örtüşme ve benzerlikte göstermektedir. Bahsettiğim yollardan alınan bilgilere göre gezegenlerin bildiğimiz isimlerini ve bu gezegenlere Annunakilerin ne ad verdiğine bir bakalım.
Merkür – Mummu , Venüs – Lahamu , Mars – Lahmu , Tiamat (bu gezegen şu an güneş sistemimizde bulunmamaktadır ve 11 uydusu olan bir gezegendir.) Jupiter – Kishar , Satürn – Anshar , Uranüs – Anu , Neptün – EA ve son olarak Nibiru günümüzden 4 Milyar yıl önce güneş sistemimizde bulunan gezegenlerin bildiğimiz adları ve Annunakilerin bu gezegenlere vermiş olduğu adlardır. Ancak dünyamızın oluşması gerektiği yerde Tiamat adı verilen bir gezegen bulunmaktadır. Tiamat 11 uydusu olan bir gezegen olarak Sümer tabletlerinde Satürn’ün gaga isimli bir uydusunun olduğu ancak bu uydunun zaman içersinde Satürn den uzaklaşarak kendi yörüngesini belirlediğinden bahsedilmektedir. Günümüzde bu gaga uydusu bizim çok yakından tanıdığımız Plütondur. Güneş sistemimizde ayrıca birde Nibiru denen ve yörüngesi çok farklı olan bir gezegen daha bulunmaktadır.
Güneş etrafındaki dönüşünü 3600 yılda bir tamamlamaktadır. Ancak güneşin etrafındaki dönüşünü sürdürürken belli dönemlerde güneş sisteminin içine girip tekrar çıkış yaparak uzaklaşmaktadır. Bildiğiniz üzere Nibiru gezegenine ayrıca Marduk adıda verilmektedir. ve Nibiru gezegeni üzerinde Annunaki adı verilen uzaylı yaşam formu ve Annunakilerin Niburudan geldikleri eski Sümer tabletlerinde de yazılmaktadır. Peki Nibiru gezegenine neden Marduk denildiğini soracak olursak esasında Sümer dilinde bahsedilen Nibiru Babil dilinde Marduk olarak bilinmektedir. Bunun nedeni de M.Ö 2200 yılında kendi içerlerinde yaşamış oldukları bir savaşta Annunakilerden bir varlık olan Marduk’un zor kullanarak Nibiru’nun kontrolünü ele geçirmesi ve Anu denen diğer bir varlıktan Nibiru’yu aldıktan sonra gezegene kendi adını vermesinden kaynaklanmaktadır.
Günümüzden 18 Milyon yıl önce güneş sisteminde bulunan Tiamat gezegeninin üzerinde insanlar ve Reptilianlar birlikte barış içersinde yaşamlarını sürdürmekteydi. Ancak sürüngen ırk insan ırkıyla beraber yaşamak istemedi ve insanları yok etmeye kalkıştı. Sürüngen ırkın bu davranışından memnun olmayan galaktik federasyon üyeleri Tiamat gezegeninin yok edilmesi ve insan ırkının oradan alınmasının kararını aldılar. İnsanların Tiamat gezegeninin ayrılmasından sonra galaktik federasyon Tiamat gezegeninin yok edilmesi için Nibiru gezegeninde yaşayan Annunakileri görevlendirdi. Nibiru gezegeninde yaşayan Annunakilerin görevi almasından sonra Niburu gezegeni ile birlikte güneş sisteminin içine olan yolculukları başlamış oldu. Zaten bu görevin Annunakilere verilmesinin tek nedeni Nibiru gezegeninin yakın bir zaman içerisinde Tiamat gezegenine çok yaklaşacak olmasından kaynaklanmaktaydı. Şimdi Sümer tabletlerinde bu yolculuğun başlaması hakkında Annunakilerden Anunun kendi ağzından yazmış olduğu yazıya bakacak olursak.
Görevi aldıktan sonra güneş sistemi içerisine yolculuğumuz başlamış oldu. Yok etmem gereken gezegen olan Tiamat gezegeninin 11 adet uydusu bulunmaktaydı. Gezegenimiz güneş etrafında çizmiş olduğu yörüngeden dolayı güneş sistemine arkadan giriş yaptık. Satürn’e yaklaşırken Satürn’ün kütle çekiminin bizi Tiamat gezegenine paralel bir yere getirmesi için yani sürüklemesi için elimizden geleni yaptık ve amacımızı gerçekleştirdik. Artık Tiamat gezegenini yok edebilirdik. Peki güneş sistemimize giren Nibiru gezegeninin güneş sisteminde bulunan gezegenlere nasıl bir etkisi oldu?
Sümer tabletlerinde anlatılanlara göre güneş sistemimize arkadan giriş yapan Nibiru gezegenin kendi ekseninin tersine dönen 4 uydusu bulunmaktaydı. İlk karşılaştıkları gezegen EA yani bilinen adıyla Neptün’dü. Nibiru çekim gücü çok yüksek olan bir gezegen olduğundan dolayı Neptünün yüzeyini tümsekleştirmeye başladı ve sonunda bu tümsek Neptün’den koptu,kopan bu parça Neptün’ün uydusu triton oluşturdu. Bildiğimiz üzere triton uydusu güneş sistemimizde bulunan tüm gezegenlerin tersine dönmektedir. Neptün den sonra Uranüs’e yaklaşan Nibiru çekim kuvveti ile Uranüs’ün kendi ekseni etrafındaki dönüş ekseninde eğikliğe yol açtı. Aynı zamanda Uranüs’ün uydularından 3 tanesini alarak kendi uydu sayısını 7 ye çıkardı. Daha sonra Nibiru Jüpiter ve Satürn’e yaklaşarak bu gezegenlerin güneş etrafındaki yörüngelerini çarpıttı.
Satürn’ün yörüngesinde bulunan ve Satürn’ün en büyük uydularından biri olan gag uydusu Nibiru’nun etkisiyle Satürn’den uzaklaşarak güneş sistemi etrafında kendisine bir yörünge oluşturdu. Satürn den ayrılan gaga uydusu günümüzde Plüton olarak bilinmektedir. Jüpiter’in çekim gücünden yaralanan Annunakiler Qayamat gezegenine çok yaklaştı. 11 uydusu olan Qayamat gezegeni son derece sulak bir gezegendi ve Nibiru’nun 7 uydusunun hepsi Tiamat gezegenine çarpmasıyla Tiamat gezegeni ikiye ayrıldı. Bu olay Sümer Tabletlerinde Enuma Elish te yazmaktadır. İkiye ayrılan Tiamat gezegeninin küçük parçası daha sonra Annunakiler tarafından patlatıldı. Bu patlamanın etkisiyle şu anki bildiğiniz Astroit kuşağı oluştu. Hatta astroit kuşağında bol miktarda bulunan donmuş buzunda Tiamat gezegeninde etrafa saçılan sulardan oluştuğu belirtilmektedir.Peki Tiamat’ın parçalanan her parçasına ne oldu diye sorarsanız, bunun cevabı dünya olacaktır. Şu an üzerinde yaşadığımız ve bize ev sahipliği yapan dünyamızı Taimat’ın parçalanan büyük parçasıdır. Peki bu parçalanma sırasında Tiamat’ta yaşayan sürüngen ırk Reptilianlar ne yaptı? Nibiru’nun geldiğini gören Reptilianlar Tiamat’ın yok edileceğini çok iyi biliyorlardı. Bundan dolayı daha önceden ileri teknolojik silahlarla donatmış oldukları Tiamat’ın Maldek uydusuna geçiş yaptılar.
Annunakilerin Tiamat’ı yok etmesinden hemen sonra Maldek gezegeninden yoğun nükleer bir saldırı başlatn Reptilianlar,Annunakilerin gücüne çok fazla dayanamadılar ve yok oldular. Ancak yok olana kadar Nibiru’nun koruyucu kalkanlarına da çok ağır hasar vermeyi başardılar. Malde yok olmadan önce uzay gemileriyle kaçmayı başaran bir grup Reptilian güneş sistemimizi terk edereken Venüs ve Mars gezegeninde bulunan diğer insan kolonilerinde saldırı yaparak orada bulunan yaşamı sonlandırdılar. Maldek gezegeninden geriye kalan parçalarda bugünkü bildiğimiz adıyla astroit kuşağına dahil oldu. Yani günümüzdeki astroit kuşağını Tiamat gezegeninin bir parçasını Maldek oluşturmaktadır. Biraz önce bahsettiğim üzere Tiamat’ın sulak bir gezegen olduğunu bilmekteyiz ve parçalanınca yüzeyinde bulunan sular uzaya yayıldı.
İşte bu sularda bir çok kuyruklu yıldızı oluşturmuştur. Hatta en çok bilinen Halley kuyruklu yıldızı da Tiamat gezegeninin bir parçasıdır. Savaş kararı veren Galaktik Federasyon savaş başlamadan önce insan ırkını Tiamat tan alıp Venüs,Mars ve güneş sistemi dışında başka bir gezegene yerleştirdi. Ancak Venüs ve Mars’a yerleştirdikleri insan ırkının Maldek’ten kaçan Reptilianlar tarafından yok edildiğinden bahsedilmektedir. Görevi tamamlayan Annunakilerin Nibiru gezegeninin yörüngesine devam ederek güneş sistemimizin dışına doğru olan yolculuğuna devam ederken güneş sistemimizin dışına doğru olan yolculuğuna devam ederken Galaktik Federasyon üyeleri ise güneş sistemi dışında bir yere yerleştirdikleri insanları Tiamat gezegeninden kopan parçaya yani Dünya’ya getirip yerleştirmişlerdir. Herşey normale dönmüştür. Reptilianlar güneş sistemimizden uzaklaştırılmış ve insanlar güven içersinde yaşayacakları Dünya’ya yerleştirildi. Ancak yaşanan bu kadar olayın sonrasında hasar alan Niburu gezegeni ve Annunakiler tekrar Dünya’ya gelecekti ve bu gelişlerinde Dünya’da birçok olaya imza atarak insan ırkının gelişiminde büyük değişiklikler yapacaklardı.
kaynak : İlhan Berat Yılmam