Tarihi ve kültürel geçmişi, hemen kıtaların oluşum tarihine yani inisiyatik bilgilerinin çıkış kaynağı olarak Mu’ ya ve Mu bilgeleri Naakaler’ e kadar uzanan Mısır Uygarlığını, tradisyonlar bu bilgilere göre eski Kızıl ırka dayandırmaktadır.  Bu ırk ezoterik bilgilerde, ilk kıta Mu ve onun uzantısı Atlantis’ in devamı olarak kabul edilir. Büyük Piramit’in yakınındaki dev Gize Sfenksi işte bu uygarlığın eseridir.
Muhteşem görünümlü sembolik hayvan granit tepede yere uzanmış vaziyette durmaktadır. Büyük Piramitlerin önünde sanki onların sahibi ve koruyucusu gibi önlerinde bulunur. Yüzü doğuya bakmaktadır. Bazı inisiyatik bilgiler bu insan hayvan karışımı dev yapıtın, insanın tanrısal ve hayvansal ya da göksel ve yersel iki yönünü ifade ettiğini de söylerler. İnsan ancak bu iki yönünü dengelediğinde, ‘Doğu Kapısı’ na bakabilecek ve bu kapıyı görebilecektir.
Büyük Sfenks’ in boyu topraktan baştaki saçının en yüksek noktasına kadar 19,97 m’ dir. En geniş eni ise 4,15 m. dir. Cephesi 5 m, kulağı 1,79 m, ağzı 2,32 m. dir. Kuyruktan ön ayaklara kadar vücudun toplam uzunluğu 72 m. dir. Tek bir parça granitten oyulmuştur. Aslan pençeli bir boğa bedeninden bir insan başı çıkmış ve o kartallara özgü kanatlarını böğürlerine yapıştırmıştır. Üçgen bakışlarını göğe doğru dikmiş bir ifade taşır.
 
Büyük Sfenks hangi devirde ve hangi tarihte inşa edildi ve yontuldu?
Bu sır hala çözülmüş değil. Dördüncü Hanedan (MÖ. 4000-2500) devrinden kalma bir levha Sfenks’ ten şöyle söz eder: “Dünya var olalı beri en büyük sır burada gizlenmiştir. En büyük sır Sfenks’ in sırrıdır.”
Edgar Cayce’ nin dediğine göre: “2000’ li yıllarda ve daha sonrasında, önce Sfenks’le Büyük Piramit arasında Arşivler Piramidi bulunacak. Sonra içindeki bilgilerle birlikte tüm Atlantis ve Mu bilgileri, bilinmeyen dünya tarihi ve bilinmeyen daha birçok şey bilgi, insanı yeni ve ışıklı bir çağa hazırlamak ve onun şuuraltını ikna etmek için gün ışığına çıkacak.”
Yine ezoterik tradisyonlara göre: “Ünlü filozof Platon Mısır’a geldiği zaman Mısırlı rahipler ona bazı eski belgeler gösterdiler. Bir zamanlar Atlantik’te bulunan üstü düz bir piramitten söz etmişler. Rahipler, Atlantik’teki o piramidin bir benzerinin de Mısır’da yapılmış olduğunu ve üzerine Sfenks’ in yerleştirilmiş olduğunu gizli bilgi olarak aktardılar.
Atlantik’ liler Sfenks’ i kendi ana yurtlarının bir göstergesi, bir anısı olarak inşa etmişler, yani ünlü Atlantis Kıtasının.”
Sfenks’ in göğüsleri altında ve arka ayaklarının üst seviyesinde hiyeroglif harfe yazılı bir levha bulunmaktadır. Burada çömelmiş bir Sfenks’ e adak sunan bir şahıs dikkati çekmektedir. Bu levha 4 m. yükseklikte, 2 m. den fazla genişliktedir. Levhada, “Birinci sene, ilk mevsimin birinci ayı, şanlı Horus’ un idaresinde on dokuzuncu gün, güçlü boğa, ışık saçma, iki ilahenin favorisi…” diye devam eden uzun bir metin bulunur.
Sfenks’ in gerçek adı Harmakhis’ ti (Yunancası Harm-Akhet). Ufuktaki Horus anlamında diğer bir ifadeyle Doğan Güneş’tir. Sfenks Harmakhis gerçekte “Büyük Doğu” nun sembolüdür. Ve bulunduğu yer kış ve yaz başlangıçlarının ortasıdır. Harmakhi/Ufuktaki Horus/Doğan Güneş/Büyük Doğu/Ra-Atum/Harmakhis Sirius ‘un gizli adlarıdır. Harmakhis bir Güneş ilahıdır ve Ra’ nın benzeridir. Tüm ezoterik ve okült öğretilerde geçen güneş ilahlarının Ra-Atum-Harmakhis’ i temsil ettiği söylenir. Yani bütün Mısır’ın tanrılarının başı, Mısır’ın en büyük ilahı.
GİZE SFENKSİNİN KOZMİK FONKSİYONU:
Gize sfenksinde insan vücudu üzerine yerleştirilmiş bir hayvan başı zekice bir faaliyetle tamamlanmış kozmik bir fonksiyonu işaret eder görünmektedir. Bir hayvan bedenine yerleştirilmiş insan başı, hayatın ve hareketin zihni senteze olan bağımlılığını hatırlatıyor. Bu, metafizik prensibe denk düşen, resmedilmiş bir ifade olabilir. Sfenks, bu son düzeydeki düşünceleri özetleyen eski bir sembol gibi gözükmektedir. Öyle görülüyor ki, “insan düşünen bir hayvandır” tarifinin hiyeroglifi olduğunu düşünenlerin sayısı fazla ama insan düşünen bir hayvan değil, kendinde tanrısal bir ışık taşıyan kozmik bir bireydir ya da daha doğrusu kozmik bir birey olma adayıdır.
Sfenks aynı zamanda etten yapılmış insan-hayvan beraberliğinin objektif örneğidir; çirkinlik, kabalık, düşkünlük, zayıflık bir tarafta; güç, zeka, üstünlük, yücelik gibi erdemler diğer tarafta olmak üzere hepsi bir bütünlük içinde, adeta bir melek-hayvan olarak bir arada mevcut oluşu göstermektedir. Yani düalite, ikilik prensibini.
Çok şekilli Sfenks, hayvandan insana bir evrim sürecini, sonra da insandan kozmosa yükselişi temsil eder mi? Şimdilik bu soruların yanıtları pek açık değil doğrusu. Bunun içindir ki, inisiyasyonun sırrı Sfenks’ in karnı ile ayakları arasında saklı durmaktadır deniyor ve tüm ezoterik tradisyonlar Gize Sfenks’ ini çok önemsiyorlar.
Mısır’ın ilk eseri sayılan bu Sfenks, ülkenin temel sembolü, ayırt edici markası haline gelmiştir. Sakin, fakat taşıdığı büyük sır bakımından ürkütücü olan, doğanın bir simgesi durumundaki bu Sfenks’ i, insanlığın en eski ruhbanları yontup şekillendirmiştir. Tarihin derinliklerinde yaşamış olan bu ruhban okul muhteşem bir evrim maratonu sırasında insan doğasının hayvan doğasından, evrensel doğaya yükseldiğini ifade eder. Boğadan, aslandan, kartaldan ve insandan meydana gelmiş olan bu varlık; yüzünü doğuya çevirmiş olan bu Sfenks, gerçekten Dünya’nın hâkimi gibidir. Ezoterik tradisyonda, Boğa/Aslan/Kartal, Sirius’un gizli adları olarak kabul edilir.
O bir mezar değil, kökleri geçmişin esrarlı karanlıklarına dalmış olan ışıklı bir uygarlığın bekçisidir adeta… Doğan Güneş’i ilk o görür. Işıklı uygarlığın bekçisi; Dünya’da, hatta evrensel anlamda Baş ve Son’un Bir’ e ait olduğunu sessizce anlatır, durur.
Piramitlerin kendilerine has özelliklerini kısaca sınıflayacak olursak karşımıza şu özellikler çıkıyor ve binlerce yıldır hala hepimizi düşündürüyor yani piramitler sırlarını hala saklıyor… Ve tıpkı göğe uzanan basamaklar gibi ufkumuzu sürekli genişletiyor.

  • Piramit dört ana yöne göre düzenlenerek inşa edilmiştir.
  • Piramit dünyanın kara kitlesinin merkezinde yer alır.
  • Gize’ den (piramitlerin bulunduğu kent) geçen boylam, dünyanın denizleriyle anakaralarını iki eşit parçaya böler. Bu boylam ayrıca kadar üstünden geçen en uzun kuzey-güney yönlü boylam olup, bütün yer küresinin uzunluğuna ölçümünde doğal sıfır noktası oluşturur.
  • Piramitlerin açıları Nil’in delta yöresini iki eşit yarıya böler.
  • Piramit kusursuz bir jeodezik yöneliş noktasıdır. Nirengi sayesinde göze görünen tüm karaların ölçülebildiğini Napolyon’un bilginleri saptamışlardır.
  • Gize’ nin üç piramidi aralarında bir Pitagor üçgeni oluşturacak biçimde düzenlenmişlerdir. Bu üçgenin kenarlarının birbirlerine orantısı 3:4:5’tir.
  • Piramidin yüksekliğiyle çevresi arasındaki oran bir dairenin yarıçapıyla çevresi arasındaki oranın dengidir. Dörtkenarlar dünyanın en büyük ve çarpıcı üçgenlerdir.
  • Piramitle hem kürenin hacmi hem de dairenin yüzeyi hesaplanabiliyor.
  • Piramit dev bir güneş saatidir. Ekim ortasıyla mart başı arasında düşürdüğü gölgeler mevsimleri ve yılın uzunluğunu gösterirler. Piramidi çeviren taş levhaların uzunluğu bir günün gölge uzunluğuna eşittir. Bu gölgenin taş levhalar üstünde gözlenmesiyle günün 0,2419. bölümünde yılın uzunluğu yanlışsız olarak saptanabiliyordu.
  • Piramidin dörtgen biçimli tabanının normal kenar uzunluğu 365,342 Mısır endazesine denk gelir. Bu sayı, tropik güneş yılının günlerinin sayısına eşittir.
  • Büyük Piramitle dünyanın merkezi arasındaki uzaklık, Kuzey Kutbu’yla arasındaki uzaklığa eşittir ve Kuzey Kutbuyla dünyanın merkezi arasındaki uzaklığa eşittir.
  • Piramidin tabanının yüzeyi, anıtın yarısının iki katına bölündüğünde pi=3,1416 sayısı elde edilir.
  • Piramidin dört yüzünün toplam yüzölçümü piramit yüksekliğinin karesine eşittir.
  • Büyük Piramidin tepesi Kuzey Kutbu’nu, çevresi Ekvator’un uzunluğunu temsil eder ve iki uzunluk uygunluk gösterir.

Astroset
Kaynak : kosmosmacerasi.com