İIk kez 1953 yilinda, Uluslararasi Uçan Daire Bürosu’nun (IFSB) 200 üyesi, kurulusun “Space Revievv” adli yayin organinin Ekim sayisini aldiklarinda garip bir seyle karsilastilar; Büro, çalismalarini durduruyor ve dergiyi kapatiyordu. Büro’nun kurucusu Albert K. Bender uçan garip cisimlerin gizemini çözdügünü ama bilinmeyen bir “yüksek kaynak” veya “Güç” tarafindan açiklama yapmamasi için uyarildigini yaziyor ve büyük bir baski altinda oldugunu belirtiyordu. UFO fenomenini arastirirken zorlanmaya baslamisti. Her bilgi kaynagina ulastiginda, sert uyarilar almisti. Yapacagi bir sey yoktu, IFSB dosyasini kapatacak ve dergiyi artik yayinlamayacakti. Zaten her iki yönden de pes pese maddi kayiplara ugramisti; Bender, Eylül ayinda koyu renkli elbiseler giyen ve kendilerini Birlesik Devletler Hükümeti’nin üyesi olarak tanitan üç kisi tarafindan ziyaret edilmisti. Adamlar uçan daireler konusunda, Bender’i bilgilendirmisler ve sonunda eger bu konuda tek bir kelime daha yazar veya konusursa kalan zamanini hapiste geçirecegini söyleyerek tehdit etmislerdi. isin garibi, koyduklari yasagin UFO’larla ilgili olmasiydi, kendileri hakkinda bir yasaga gerek duymuyorlardi. Sonraki on yilda Bender çok dikkatliydi ve sorulan tüm sorulardan ya kaçindi, ya da geçistirici cevaplar verdi. Havadan gelip, havaya karistilar…

Bir zaman sonra, iFSB’nin bas arastirmacisi Gray Barker sert bir tepki verdi; 1956’da yayinladigi “They Knew Too Much About Fiying Saucers/Uçan Daireler hakkinda çok sey biliyordular” adli kitabinda Bender’in bir sömürücü oldugunu yazdi. Ama daha ötesi de vardi; üç Kara Adam’in hükümetle ilgileri yoktu, onlar bizzat uzayliydilar yani bir baska dünyadan gelmislerdi. Bender bunu biliyor ama açiklamiyordu. Kitabin iddialarina karsin Bender yine sustu, ta ki 1962 yilina kadar. 1962’de Bender “Fiying Saucers and the Three Men/Uçan Daireler ve Üç Adam” adli bir kitap yayinladi. Kitap, çok yumusak veya hafifti, iddialar ya da yazilanlar makul degildi. Bender’in öyküsünde, Güney Kutbu’na inen bir dünya disi araç anlatiliyordu; bu araçla gelen uzaylilar 1960 yilma kadar dünyada kalmislar ve sonra kendi gezegenlerine geri dönmüslerdi. Kitaptaki en belirgin imaj ise Kara Adamlar’di yani sonra alacaklari adla (MIB)’lerdi. Bender kitabinda üç adamin 1953 yilinda yatak odasinda birden bire belirdiklerim yaziyordu. Sanki MiB’ler havanin içindeydiler, MIB Fenomeni MiB fenomeni çesitli düzeylerde incelenmelidir, aslinda tam olarak ne zaman basladigini bilemiyoruz. Onlarla ilgili daha eski ve degisik baska mitler de vardir. Eger insanlik Tarihi iyi okunursa, ilginç ipuçlarina rastlanacaktir.
MIB türü iliskiler anlatilmaktadir, kötü amaçli, korkutucu ve gizemli kara giysili insanlara antik tarihte de rastlanmaktadir ve hemen her kültürde yer alirlar. Ortadogu mitlerinde çöllerde birden ortaya çikan ve cazibeleriyle kurbanlarini etkileyen kara giysili ve türbanli insanlar vardir. Benzeri mitlere Ortaçagda Orte ve Güney Avrupa’da rastlanir;halk arasinda kara giysili cinler olarak tanimlanirlar veya kirsal bölgelerde Vampirizmle karistirilarak insanlara ve çiftlik hayvanlarina saldirdiklari anlatilir. Bir diger inanç, insana benzeyen kara giysili çekici perilerdir, bunlar insanlarin arasina nifak sokarak birbirlerine düsürürler.

MIB fenomeni veya miti Asya’da ise çok uzun bir sürece saraptir. çin,Tibet ve Hindistan’da topragin altindan gelen, kara giysili insanimsi bir IRKA inanilir, bu yaratiklarin isI insanlarin arasini bozmaktir. Kuzey Amerika kizilderilileri, ormanlarda gizlenen kötü niyetli “Kara Adam”dan çok korkarlar. Nathaniel Hawthorne 1835’de yazdigi”Genç Goodman Brown” adli öyküsünde bu Kara Adam’dan söz eder. Bu bir üstün ayricalik degilse, ya da Bender’in anlattigina benzer bir arsetip degilseler durum farkli olabilir.
Bender, MiB’lere özel bir amaç yüklemektedir yani MiB’ler UFO meraklilarina karsi özel olarak görevlendirilmislerdir. ilginç olan MIB iliskilerinin Bender’in kitabinin öncesinde sansür edilmesi ve ilk kez Bender’in MiB’lerden söz etmesidir. Daha öncelerde hiçbir UFO arastirmacisi, MiB’lerle karsilasmamisti, ya da kimse söz etmemisti. Öyleyse neredeydiler ? Onlarda bir gariplik var; Tipik bir MIB iliskisi nedir ve nasildiri Bir tanikligin sonrasindadir, UFO fenomenini kanitlayan ya da iddialari destekleyen bir fotografi çeken veya gözlemi yapan kisi, MiB’ler tarafindan ziyaret ediliyor, kanit aliniyor ve tanik tehdit edilerek susturuluyor. Arastirmaci Tim Beckley’in “The UFO Silencers” adli kitabinda MiB’ler daha ortadadir. Isiltili bir rozet takarlar, adlarini verirler hatta isyerlerini bile belirtirler ama yalandir. Kendisine Ajan John J. olarak tanitan MIB, isyeri adresi olarak da, 1960’larin sonunda varolan Robinson Ajansi’ni vermisti. Ajans devlet adina görevlendirilmisti. Ajans dogruydu, isim de dogruydu ama o John J., ajanstaki John J. degildi. Bir diger MIB özelligi ise, taniklarla çok yakin iliski kurulmasi ve tanigin yani sira tüm ailesi hakkinda tüm bilgilerin elde edilmesidir ve olay daima UFO olayinin yasandigi yerin yakininda gerçeklesmektedir. MiB’lerin genelde UFO olayinin ardindan bölgeyi temizlemekle görevli olduklari da düsünülmektedir. Sigorta saticisi, portre fotografçisi olarak kendilerini tanitan MiB’lerden de söz edilir. Sonuç olarak ne tür özellik olursa olsun, amaç UFO olayinin fazla sorusturulmasini, arastirilmasini engellemektir.

MiB’lerin genel görünümleri ise çogunlukla aynidir, insana benzerler yani insan gibidirler ama birbirlerine benzerlikleri asiridir, sanki kopyalanmis gibidirler; yagli gibi parlak bir ten, ince dudaklar, çikintili elmacik kemikleri, genis ve bazen de asiri parlak gözler. Sanki asiri makyajli gibidirler ve baslarinda çok belirgin kötü bir peruka vardir. Boylari degiskendir, çok uzun veya çok kisa. ilk bakista, normal bir insana benzemedikleri hemen belli olmaktadir. Yaslari ise belirsizdir yani tahmin edilememektedir. Hareketleri mekanik ve sesleri elektronik gibidir, sanki nefes darligi çekiyormus gibi zor nefes almaktadirlar, enerjilerini hemen tüketiyor gibidirler. Ve giysileri bilindigi gibi siyahtir ama onlari anlatanlara göre, elbiselerinin yeni mi, eski mi oldugu anlasilamamaktadir. Lüks arabalari seven, kaba, ilkel ve ucuz MiB’ler MiB’ler genelde üçer kisilik gruplar halinde gezmektedirler, ikili veya tek olanlarindan söz edilir ama kesin degildir. Çogu zaman Cadillac, Buick veya Lincoln gibi siyah ve çok büyük otomobiller kullanirlar. Bu otomobiller genelde, otuz yasin üstünde tanimlanirlar, görüntüleri gariptir ve markalari belirsizdir. Plakalari ya okunmaz bir halde, ya da yoktur, plakasi olup da, belirlenen numaralarin sahte olduklari anlasilmistir.
Yani MiB’lerin tavirlari ve karakterleri, genellestirilemez çünkü belirli ve ortak davranislari yoktur, göründügü kadariyla MiB’lerin görev anlayisi veya görevlerin! sergileme tarzlari kopya edilmis gibidir ya da asiri derecede yapaydir. Adi tükenmezkalem kullanmalari, uygunsuz sorular sormalari, kaba davranislari haddinden fazla ilkel ve anlamsiz görünmektedir. Literatürde MiB’lerle ilgili yaklasik 40 olay yer almaktadir, iliskilerle veya iliskilerin kapsamiyla ilgili ipuçlari zayiftir ve ciddi izler yoktur. Ama olaylar gerçektir; birkaç örnegi gözden geçirmek yararli olacaktir; Li’yi uyaran kimdi?Çinli UFO arastirmacisi Shi Bo’nun basindan geçen olay öncelikle dogalligi île dikkat çeker; Shi Bo’ya göre MiB’ler, UFO fenomeninin bir parçasi ya da UFO folklörünün bir parçasidirlar. Çin’de UFO konusu bir tabudur ve kolay konusulamaz ama bu yasak son yillarda gevsemeye yüz tutmustur.

Shi’nin 1983 yilinda ABD’de yayinlanan “China and Extraterrestrials/Çin ve Dünyadisi Yaratiklar” adli kitabinda, Yangguan’da yasayan alti yasindaki bir erkek çocugu olan Li Jingyang’in öyküsü anlatilir. Çocuk, 1963 yili Mayis ayinda, bir UFO görmüstür; cismi göge asili duran parlak, gümüsi bir disk olarak tanimlar. O esnada sokakta arkadaslariyla oyun oynamaktadir, henüz olayin farkinda degildir, birden yaninda uzun boylu, zayif ve kara giysili bir adam belirir. Li’yi durdurur ve parmagiyla göge uzatarak, UFO’yu gösterir, çocuk merakla cismin ne oldugunu sorunca da, garip adam; “Bunu asla kimseye söylemeyeceksin…” der, sonra uzaklasip gider. Li, diger çocuklar gibi olayi tabii ki herkese anlatir, tüm çocuklarin anlattigi ortak yön adamin hareketlerinin garipligidir.
Adam bir robot gibi mekanik hareketler yapmistir, sesi çok gariptir ve Li adamin konusurken dudaklarinin oynamadigim söyler. Ama olayin en garip yönü, Li’ye UFO’yu göstermesi ve ardindan da konusmamasi için uyarmasidir. Salt bu son olay, MiB’lerin anlamsiz davranislarinin mükemmel bir örnegidir. Nereden telefon etmisti? Bir diger örnek olay ABD, Maine, Orchard Beach’de 1976 yilinda bir psikiyatr olan Dr.Herbert Hopkins’in basindan geçmistir.Hopkins bir UFO meraklisi degildir hatta ilgilenmez bile.Ama o siralarda kendisinin bir UFO tarafindan kaçirildigini iddia eden bir hastasi vardir; David Stephens adli bu genç hastayi hipnozla tedavi etmektedir; Stephens hipnoz altinda bir çok kez dünya disi canlilarla karsilastigini anlatmaktadir.Doktor saatlerce süren bantlar kaydetmistir.

11 eylül 1976, Cumartesi gecesinde Doktor Hopkins evinde yalnizdir.Telefon çalar ve kendisinin New Jersey UFO Arastirma Gurubu’nun baskan yardimcisi ( böyle bir kurulus olmadigi daha sonra anlasilmistir.)oldugunu söyleyen birisi Doktorla Stephens olayi hakkinda konusmak istedigini söyler.Doktor önce itiraz eder ama sonra hastanin kimliginin bu kadar açik bilinmesinden etkilenerek, konusmayi kabul eder.Telefondaki kisi ziyarete gelecegini söyleyerek, telefonu kapatir.Koridora çikip dis kapinin önündeki isigi yakmaya giden Doktor, daha o anda evinin yanindaki bahçeden gelen birisinin , kendi bahçesine girdigini ve kapiya dogru geldigini görür.Durumu iyice garipseyen Hopkins, her seye ragmen merakina yenilmistir.Kapiyi açar ve o anda karsisina gelen adamdan, demin telefon eden kisi oldugunu ögrenir ve onu içeri davet eder.
Rujunu suratina bulastiran erkek MIB KONUK içeri girer ve bir koltuga oturur; Hopkins’in ilk izlenimleri söyledir; adamin üzerindeki her sey siyahtir, çoraplarina ve kafasindaki siyah fötr sapkaya kadar. Sapkanin kenarlarindan göründügü kadariyla saçsizdir, gözbebekleri hareketsizdir, hiçbir isilti yoktur ve kirpikleri de yoktur. Teninin rengi ölü gibi soluktur ama dudaklari rujla boyanmis gibi kipkirmizidir. Burnuyla yüzü arasinda hiçbir oranti yoktur, burun küçücüktür ve yüzüne gömülmüs gibidir. Çenesi içeri çekiII, boynunu iyice uzatmis, omuzlarini kasarak öne egmis biçimde oturmaktadir. Kisacasi Hopkins, karsisinda garip bir seyin oturdugunu anlar. Yabanci, monoton ve mekanik bir sesle konusmaya baslar, sesinde hiçbir tini veya vurgu yoktur. Amacinin, Stephens olayi hakkinda, Doktor’la görüs birligine varmak oldugunu söyler. Birkaç cümle sonra Doktor konusmanin gidisatindan rahatsiz olur, adam kendisine hastasiyla ilgili bilgi vermek yerine, daha çok Hopkins’in neler bildigini veya neler ögrendigini sorusturmaktadir. Birkaç dakika süren gerilimli bir konusmanin ardindan, MIB cebinden gri renkte eldivenler çikarir, onlari giyer, elinin tersiyle dudaklarini ikide birde silmektedir.

Eldivenleri ve yüzü kirmiziya bulanmistir yani ruju bulasmaktadir. Hopkins, o anda adamin dudaklarinin da olmadigim farkeder, agzi bir yarik gibidir, rujla boyanmasinin nedeni agiza benzetilmek istenmesi yüzündendir ve agzinda disleri de yoktur. Göründügü kadariyla konusmadan kendince tatmin olan MIB konuyu degistirir ve cebinde bulunan iki adet bozuk parayi sorar, gerçekten de Hopkins’in pantolon cebinde iki tane birer Cent bulunmaktadir. Adam, birisini avucuna almasim ve gözlerinin önüne getirerek yakindan dikkatle bakmasini söyler. Doktor söyleneni yapar ve birkaç saniye sonra bronz renkli paranin parlak gümüs rengine dönüstügünü görür, sonra gözleri bulanir ve para soluklasip, kaybolmaya baslar. Köpek bile onlardan kaçiyor…
O anda MIB, paranin bir daha bu planda asla görülmeyecegini söyler, benzeri bir olayi yasadigi anlatan ünlü UFO kurbani Barney HilI’den söz eder. (Barney ve Betty HiII, UFO’lar tarafindan kaçirilip, alti saat süresince belleklerini yitirdiklerini iddia etmislerdi, yapilan tibbi arastirmalarda yalan söyledikleri aniasilamamisti). Hopkins, bu olayi duydugunu söyler ve Barney Hill’in kisa bir zaman önce yogun bir bunalim geçirdikten sonra ölmüs oldugunu anlatir, MIB bunu dogrular ve; “Barney’in kalbi yoktu, sende uzun süre bu kalan paraya sahip olamayacaksin.” der. Doktor Hopkins, Barney Hill’in bir beyin kanamasindan öldügünü bilmektedir, itiraz eder ama MIB konusmasinin sürdürerek, Stephens olayi ile ilgili tüm bilgiyi yok etmesini önerir. Bu sirada Doktor’un dikkatini çeken sey, MiB’in konusmasini gittikçe yavasladigi ve sanki enerjisini yitirdigidir. Ayakta zorlukla durmaktadir, birden döner, kapiya gider, merdivenleri çok agir bir yürüyüsle, tek tek adim atip, duraklayarak güçlükle iner, evin yan tarafima dogru yürür. Ardindan giden Doktor, adamin evin kösesini dönüp yok oldugunu görür ve tam o anda olusan mavimtrak bir isik patlamasiyla gözleri kamasir. Doktor önce orada bir araba oldugunu düsünür ama isik bir araba farinin isiginin çok ötesinde bir güçtedir. Evine dönen Hopkins çok sarsilmis ve saskindir.
Korkusuz bir Alman kurdu/Collie karisimi olan köpegini, kuyrugunu bacaklarinin arasina tutturmus bir sekilde dolaba saklanmis olarak bulur, köpegin MiB’in geldigi andan beri ortada görünmedigini animsar, hayvan zorlamalarina ragmen dolaptan çikmak istemez. Mutfaga gidip masaya oturur ve uzun uzun düsünür, sonra kalkip çalisma odasina geçer, Stephens olayi ile ilgili tüm teyp bantlarim miknatisa tutarak bozar, sonra oturup binlerce parçaya ayirir ve diger yazili dokümanlarla beraber yakar. Ertesi gün gittikleri ziyaretten eve dönen Hopkins ailesi, onu sessiz bir sekilde otururken bulurlar. Olayi hemen ailesine anlatir, bu arada gün dogduktan sonra disari çiktigim ama normal bir araba izi göremedigim söyler fakat baska bir seyin izleri vardir. Ailesine gösterdigi izler caterpillar veya traktör türü bir aracin çok derin tekerlek izleridir, tekerlegin çapinin bir metreden fazla oldugu anlasilmaktadir, izleri tüm aile yani karisi genç birer kiz olan iki çocugu ve damadi görürler ama daha garip birsey olacak ve iki saat sonra kumlu zeminde bulunan tekerlek izleri yok olacaktir.
MiB’lerin tesekkürü de bir garip oluyor; Bu olay, tipik bir MIB ziyaretidir, önceden yapilan telefon konusmasi çok rastlanan bir örnektir. Bazi olaylarda konusma yarim kalmis yani kesilmis, bazilarinda ise yanlis bir numara oldugu söylenerek, birkaç kez aranilmistir. Daha sonra telefon idaresine basvuran Hopkins, telefonun nereden edildigini bilgisayar kayitlarindan ögrenmek ister ama idare bir sey bulamaz, çünkü kayitlarda böyle bir telefon konusmasi yoktu. Sanki o anda Hopkins’in telefonu hiç çalmamis ve konusulmamistir. iki hafta sonra bu kez Hopkins’in kizi Maureen, çalan telefonu açar; telefondaki ses bir kadin sesidir, kocasi John’un arkadasi oldugunu ve ziyarete gelmek istedigini söyler. Maureen kocasini çagirir, John sesi animsayamaz, bunun üzerine telefondaki sesin sahibi, hemen yakindaki bir restorantda bulusmalarim ister. John kabul eder ve restorana gider, kendisini garip bakisli, eski moda giysiler giymis bir kadin beklemektedir.
John, kendisini hiç tanimadigim söyler, kadin sesini çikarmaz. Ortada bir gariplik vardir, John tedirgin olarak hemen oradan ayrilir ve eve dogru yürümeye baslar, ama kadin da onunla beraber yürümektedir. Yürüyüsü bir tuhaftir, kiritir gibi yürümekte ama kalçalarini sallamamaktadir. Yol boyunca konusarak, John’u resmen sakinlestirir ve eve gelme istegini kabul ettirir. Evde karikoca ile konusarak (Diger ev halki disardadirlar), özel sorular sorar, ne okurlar, TV ‘de ne seyrederler, hangi konularda konusmaktan hoslanirlar türünden sorulari siralar. John bir ara odadan çikar, o zaman adam Maureen’e gelip yanma oturmasini söyler, genç kadin reddeder ama kadinin bakislariyla kendisini çirilçiplak görüyormusçasina rahatsiz ettigini sonradan söyleyecektir. John odaya döndügünde kadin ayaga kalkar, ama hareketleri gariptir, sanki ayakta zor durmaktadir, gitme vaktinin geldigim söyler ama orada öylece bir dakika kadar durur. Sonra kapiya ilerler, üçü birden disariya çiktiklannda. kapinin önünde kipirdamadan duran bir adamla karsilasirlar. Maureen ve John adama hayretle bakarlar, kadin öylesine bakmaktadir. dördü öylesine bakisarak dakikalarca kipirdamadan dururlar sonra kadin adamin yanma gider, çevresinde bir tur atar ve John’a dönerek;”Lütfen onu it, hareket etsin, ben yapamiyorum.” der ama John bir sey yapamadan adam birden hareket eder ve ikisi yan yana sarsak ve tutuk hareketlerle ilerlerken, kadininin sesi duyulur; “Dr. Hopkins’e mütesekkiriz.” ve köseyi dönüp kaybolurlar. Olayin en garip yönü, yine benzer olaylarda oldugu gibi, kari kocanin hipnoza girmisçesine yabancilari kabul etmeleri, evlerine almalari, korkmamalari ve sorulan her seye cevap vermeleridir. Ancak olaydan çeyrek veya yarim saat sonra olanlari mantikla ammsayacak ve dehsete düseceklerdir. Hopkins olayi burada bitmektedir, Stephens olayi da tabii ki. çünkü Doktor Hopkins bir daha onunla beraber olmamistir.
Nasil olsun kii Uzaylilar tarafindan kaçirildigim iddia eden birisinj tedavi eden doktorun bu kez kendisi MiB’tenten söz etmektedir… Ve Philadeiphia 1980 Bu olay MIB fenomeninin dogal yapisini çok iyi anlatan bir olay olarak literatüre geçmistir. Sadece bir MIB olayi degil, yani sira da aktif bir UFO olayidir. Bu seferki kahramanimiz da bir bilim adamidir; Prof. Peter Rojcewicz New York, Julliard School’daki Jung Analitik Psikoloji Vakfi’nda insanlik ve Folklor dersleri vermektedir. 1980 yilinin bir gününde. Pennsyivania Üniversitesi kampüsünün kitapliginda UFO’larla ilgili bir kitap okumaktadir. Olay, bir folklörist olan Profesör’ü yakindan ilgilendirmektedir, UFO’larin yeni bir olay degil, çok eski bir folklorik unsur oldugu sonucunu arastirmaktadir. Kitaptan notlar alirken, yaninda birisinin durdugunu hisseder, göz ucuyla baktiginda siyah pantolonlu ve ayakkabili bir bacak görür, Dönüp bakar, karsisinda 1.80 boyunda, zayif simsiyah giysili bir adam durmaktadir. Bakislari için Profesör sonradan; “Beni üç gün uyulacak kadar etkiliydi.” diyecektir. Ama bir fark vardir, bu adamin gömlegi bembeyazdir ve yüzü de ayni renktedir. Davet edilmeden yandaki koltuga oturur ve Rojcevvicz’e ne yaptigim sorar.
Rojcevvicz UFO’larla ilgili bir kitabi inceledigini söyler, adam bu kez, hiç UFO görüp görmedigini sorar. Profesör görmemistir, adam sormaya devam eder; UFO’larin gerçek olduguna inanmakta midiri Rojcevvicz, henüz bir fikri olmadigini, bunun için arastirma yaptigim ama konuya yeterince ilgi duymadigim da belirtir. Adam birden ayaga kalkar ve haykirircasina; “Uçan daireler çok önemlidir, yüzyilin olayidir ve sen ilgilenmiyorsuni” der. Sonra duraklar, sakinlesir ve kontrolunu yeniden kazanmis olarak yerine oturur ve elini Rojcevvicz’in omzuna koyarak, alçak sesle; “Amacina iyi niyetle git.” der ve sonra inanilmaz bir sey olur; adam orada, o anda Prof. Rojcevvicz’in gözlerinin önünde yok olur. Yokolustan sonra geçen on dakika süresince Rojcevvicz, korku ve sok içinde hiç kipirdamadan yerinde oturur. Genelde paranormal olaylara inanmaktadir ve bu inanç onu korkutmaktadir, yerinden kalkar ve kafasini toplamak için dolasmaya baslar. Birden çevresinde hiç kimsenin bulunmadigim farkeder. Odadan çikar, yandaki ve alt kattaki salonlari dolasir, binada tek bir kisi bile yoktur. Oysa, kitabi okumaya oturdugunda çevresinde yüzden fazla insanin bulundugunu iyi bilmektedir, içinden gelen sezgiye uyarak yine yerine döner ve kipirdamadan bir saat öylesine oturur. Sonra sesler duymaya baslar, odaya birileri girerler, tekrar odanin disina çikip baktiginda demin göremedigi insanlarin bu kez yerlerinde olduklarim görür. Her sey normale dönmüstür. Bu olay olana kadar Prof. Rojcevvicz MiB’leri hiç duymamisti, simdi ise konunun en önde gelen otoritelerinden birisidir.
ABD Hükümeti ve MiB’ler MiB’lerle ilgili en ilginç yön, adlarinin genelde ABD Hükümeti ile karistirilmasidir. 1 Mart 1967’de, Hava Kuvvetleri’nden Komutan yardimcisi General Hewitt T. VVheless, tüm alt birimlerine ve özellikle de Stratejik Hava Savunma Komutanligi’na bir genelge yolladi. Genelgede, tüm personelin UFO gördügünü iddia eden herkesle iliski kurmasi ve olanlari ögrenip bildirmeleri emrediliyordu. Özellikle de, sivil elbiseler giyen ve kendilerini Hava Kuvvetleri mensubu olarak tanitan ve halkin elindeki fotograflari alan kisiler hakkinda bilgi edinilecekti. Olaylar, özgürlük haklarina ve özel esyaya tecavüz olarak degerlendiriliyordu. Bütün askeri ve bagli sivil personel bu emre uyarak, sorusturmalarda bulundular ve raporlarim yolladilar. Bu olay hala sürüyor ve 1967’den beri Hava Kuvvetleri bilgi toplamaya devam ediyor. Sonuç ne mii Bu hiç açiklanmadi, sadece bilgi toplaniyor ve hiç kimse bir MIB tutuklamasini ve de sanigini henüz görmedi. Kim kiminle oyun oynuyori Kim bu MiB’leri Yukardaki örneklerde oldugu gibi, saygin, ciddi ve akli basinda bilim adamlarinin basma gelen olaylarin ardinda yatan sir nediri Neden MiB’ler bazen UFO taniklarini tehdit edip susturuyorlar ve neden bilim adamlarim ilgilenmeleri için tesvik ediyorlari Acaba, sadece belirli bir bilimsel çevrenin mi, UFO’larla ilgilenmesini istiyorlari MiB’ler nediri insan mi, robot mu yoksa dünya disi canlilarin ta kendileri mii Tüm bu sorular halen cevapsiz ama MiB’ler gerçekten varlar. Size de gelirler mii Bunu da cevaplayamayiz çünkü MiB’lerin ziyaret nedeni de kendilerine özgü. Simdilik en iyisi, galiba isi sakaya vurup, MIB filmini seyretmek ve bol bol eglenmek. Ama unutmayin MiB’ler hiç de filmdeki gibi degiller…