Türkiye’de Bulunan Girmeye Cesaret Edilemeyen En Korkunç Mekanlar

Filmlerde izlediğimiz ve insanların bir sebepten dolayı girmek zorunda kaldıkları mekanlar gerçek dünyada da mevcut. Bu mekanlar arasında eski ve tarihi yapılar öncelikli durumda ve hepsinin kendine özgü bir hikayesi var. Ülkemizde bulunan en korkunç mekanlar hangileri bir göz atalım.
Molla Zeyrek Camii

Molla Zeyrek Camii, İstanbul’un fethinden sonra kiliseden camiye dönüştürülmüş bir yapı. Fatih’de bulunan bu camii, bir çok şehir efsanesine de konu olmuş. Şimdilerde park alanı olarak kullanılan yapının bulunduğu alan,eskiden ahır olarak kullanılıyordu. Bu alanı gizemli yapan ise hakkındaki söylentiler. Yapının içerisinde bulunan kuyu geçmişte hayvanların su ihtiyacını karşılamak için kullanılıyordu. Ancak söylentilere göre bu kuyunun altında bir mahzen bulunuyor. İnsanların geceleri hayvanlarını kontrol etmek için bile bu ahıra girmeye korkmalarına neden olan çığlık seslerinin geldiği iddia edilen bu mahzen günümüzde bulunabilmiş değil.
Ancak bu söylentilere engel değil. Günümüzde bile insanlar geceleri o bölgeden çığlık seslerinin geldiğini söylüyorlar!
Issız Cuma Mezarlığı

Türkiye’de bir dönem çok fazla gazeteci bu mezarlığı ziyaret etmiş ve haber hazırlamış. Bir çok kez televizyon programlarına konu olmuş bir mezarlık Issız Cuma Mezarlığı. Çünkü bu mezarlıkta çok garip olaylar oluyor . Çanakkale’nin Yenice ilçesine bağlı Seyvan ve Çakıroba köylerinin arasında, tarihi bir mezarlık bulunuyor ve yaklaşık 680 yıllık olduğu düşünülüyor. Bu mezarlığın ünü, yaşanan gizemli bir olaydan geliyor. Gizemli ve çok ürkütücü! Bundan 55 yıl önce Seyvan köyünde, Hatice Erkek isimli genç bir kadın bir kız bebek dünyaya getiriyor. Hatice Erkek doğumdan kısa bir süre sonra hayatını kaybediyor. Hatice annenin, Ayşe adını verdiği minik kızı da doğduktan 20 gün sonra hayatını kaybediyor. Aile, anne ve kızını yan yana mezarlara gömüyor. Bir kaç gün sonra mezarlığa ziyarete giden akrabaları bir sürpriz bekliyor! İki mezarlık birleşmiş! Daha sonra defalarca ayrılan mezarlar, her defasında tekrar ama tekrar birleşmişler! Aile, anne kızın mezarlarını ayırmaktan bir süre sonra vazgeçmiş. Fakat bu olay ve ailenin iddiaları, ülke çapında çok fazla ilgi çekmiş. Hala çok fazla insanın ziyaret ettiği bu gizemli mezarlık ve anne kızın mezarı tüm gizemini koruyor…
129 Numaralı Apartman

2009 yılında ODTÜ’de okuyan iki kız öğrenci gece yarısı satanist ayini düzenler. Aynı gece de şiddetli bir deprem olmuştur. Sabah olduğunda iki kızın da öldüğü anlaşılır. Aynı apartmanda oturan insanlar depremden dolayı eşyaların sağa sola savrulduğunu anlatırlar. Apartmanda oturan herkes bu olay karşısında apartmanı terk eder. O günden beri apartmana girenler ise içeride tahammül edilemez bir kokunun olduğunu söylemekteler.
Cemil Molla Köşkü

130 yıllık bu köşk yıllar içinde eskimiş ve restore edilmesi gerekmiştir. Uzun süre boş kalan köşk için restorasyon çalışmaları başlar ancak uzun süre tamamlanamaz. Bunun sebebi ise restorasyon için gelen işçilerin garip sesler duydukları için çalışmaktan kaçmalarıdır. Cemil Molla Köşkü günümüzde hala en korkunç mekanlar arasında bulunmakta.
Sakarya Büyülü Köy

1921 yılında bu köyde yaşayan herkes bir anda köyü boşaltıp başka yerlere taşınmışlardır. Bunun sebebi ise köyde cinlerin dolaşmaya başlamasıdır. İnsanlara musallat olan cinler bazılarını sakat bırakmıştır. Köy o tarihten beri boştur.
Işık Saçan Türbe

İddianın ve meşhur fotoğrafların sahibinin ağzından anlatacağımız bu olay da medyanın bir dönem ilgisini oldukça çekmiş. Dr. Cengiz Caymaz 1981 yılında arkadaşlarıyla birlikte Kastamonu yakınlarında bir türbeye gider, ”1981 yılındaki Anadolu gezimde bir türbenin hikayesi dikkatimi çekti. Köylüler bir ara türbeyi yıkmayı düşünmüşler ama buldozer türbeye yaklaştığında motor durmuş. Ardından insan gücünü denemeye karar vermişler ama kazmalar toprağa saplanıp kalmış. Türbenin civarında gece garip ışıklar görülüyormuş ve işi bırakmışlar, yıkmaktan vazgeçmişler. Ben de gezimiz esnasında türbenin önünde bir çok fotoğraf çektim ve Ankara’ya evime döndüm. Fotoğraflar çıktıktan sonra gördüklerime inanamadım. Fotoğrafta etrafımda aydınlık alanlar görülüyordu. Ben de gidip yeni fotoğraflar çekmeye karar verdim, sıkıntının filmle ilgili olabilme ihtimaline karşı. Ayrı kişileri, ayrı yerlerde fotoğrafladım ve hepsinde aynı aydınlık halkalar mevcuttu.”
Yusuf Ziya Paşa Köşkü

Çok zengin bir tüccar olan Yusuf Ziya Paşa, Rumeli Hisarı’na bir köşk yaptırmaya niyetlenir. Çok kıskanç bir adam olan Yusuf Ziya Paşa, eşinin güzelliğini de herkesten saklamak ister ve bu sebeple o zamanlar etrafı ıssız olan bir arazi seçer. 1910’da başlayan inşaat I.Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle yarım kalır. Eşinin de kendisini aldattığını öğrenen paşa, inşaatın tamamlanmasını asla istemez. Yıllar boyunca köşkün etrafında yaşayan insanlar, geceleri uzun saçlı genç bir kadının köşkün etrafında gezdiğini söylemişler. Artık adı Perili Köşk‘tür ve söylentiler bitmez!
1990’lı yıllarda, farklı zaman dilimlerinde, restorasyonunda çalışan işçilerin pek çoğu köşkteki aynalarda genç bir kadın sureti gördüklerini söylemişler. Köşk şimdi müze olarak hizmet veriyor.
Kaynak

Yazar Hakkında |

1980 yılında Kocaeli'nde doğdum. Yaklaşık 13 yıldır tasarımla uğraşmaktayım. Çok küçük yaşlardan beri Uzay ve ötesine olan ilgim doğrultusunda, merakımı gidermek ve bilgi sahibi olmak amacıyla bu konular üzerine yıllardır araştırma yapmaktayım.

Start typing and press Enter to search