[sociallocker]

Avustralya’daki Aborjinler bizim daha önce bilmediğimiz, insanları birbirine bağlayan bir enerji alanını uzun zamandır biliyorlardı. Dünya’nın herhangi bir yerinde bir insanın bulduğu bir fikri, dünyanın farklı bir yerinde aynı fikri bulan insanlar vardır. O insanlardan her biri, bu fikri diğerinin çaldığını düşünür ve söyler.
Yaşam Çiçeği Yazı Serisi’nin 2. yazısı çok ilginizi çekecek. Neden mi? Çünkü bu yazımızda çok az kişinin bildiğini düşündüğümüz bir deneyden bahsediyoruz. Bu, hepimizin birbirimizle nasıl bağlantıda olduğunu ispatlayan çok ilginç bir deney. Şu andan itibaren düşündüklerinize ve hissettiklerinize dikkat edin. Çünkü, düşündüklerimiz dünyanın bilinç alanına yerleşiyor ve mutlaka bir gün gerçekleşiyor! İşte kanıtı: 100 Maymun Deneyi.
Bilim adamları, Japonya’daki Koshima Adası’nda yaşayan vahşi maymunlar üzerinde bir deney yapmışlardır. 30 yıl süren deney süresince, ada da yaşayan maymunlar, kumların üzerine bırakılan tatlı patateslerle beslenir. Fakat maymunlar patatesleri kumlu ve kirli yemeği sevmiyorlardır.
Adadaki maymunların arasından bir tanesi, İmo isimli genç maymun, patatesleri yıkayarak kir ve kumdan arındırmayı kendince keşfetti. Bu yöntemi keşfeden İmo, önce annesine öğretti. İmo’nun oyun arkadaşları da patatesleri yıkamayı kısa sürede öğrendi ve annelerine öğrettiler. 1952-1958 yılları arasında bunu yapan maymun sayısı kritik kütleye ulaştı. Dr. Watson tarafından yaklaşık bir rakam olarak belirtilen 100, kritik kütleyi ifade eden bir rakamdı. 100 maymundan sonra birdenbire adada kalan diğer maymunlar da hiçbir etki altında kalmadan patatesleri temizlemeye başladı. Eş zamanlı olarak çevredeki adalarda, hatta Japonya anakarasında yaşayan maymunlar da patatesleri yıkamaya başlamıştı.
Bu maymunların, hepsi aynı adada yaşamadıkları için, birbirleri ile bilinen iletişim dışında bir iletişim kurdukları fark edildi. Bilinmeyen bir iletişim ağının varlığı ileri sürüldü. Takip eden yıllarda maymunların arasındaki ağın insanların arasında olup olmadığını merak eden bir bilimsel ekip kuruldu. Avustralyalı ve İngiliz bilim adamlarından oluşan ekip bir deney yaptılar. İnsan suratlarından oluşan bir fotoğraf oluşturdular. İlk baktığınızda 6-7 adet insan suratı görebiliyordunuz. Diğerlerinin nerede olduğunu birisinin öğretmesi gerekiyordu. Fotoğraf önce Avustralya’da belirli sayıda insana, belirli bir sürede gösterilerek, resimde kaç tane surat görüldüğü soruldu. Genelde 6-7 adet görüldü, çok azı 9 adet görebildi. Mutlak kütleye ulaşan yani birkaç yüz insan üzerinde yapılan deneyin sonuçları kayda alındı. Daha sonra bir kısım araştırmacı, Dünya’nın diğer tarafına, İngiltere’ye gittiler. Fotoğraf sadece İngiltere’de kapalı devre yayın yapan BBC kanalında yayınlandı ve her bir suratın nerede olduğu tek tek belirtildi. Birkaç dakika sonra, Avustralya’daki araştırmacılar yeni deneklere aynı deneyi uyguladılar. Birden bire suratlar görülmeye başlandı.
Bu deneyle birlikte insanların arasında görülmeyen, daha önce fark edilmeyen bir ağ olduğu kanıtlandı. Dünya’nın farklı bölgelerinde yaşayan insanlar aynı anda, aynı şeyleri düşünebilir, icat edebilir, keşfedebilir ki; bu ağ sayesinde.
Bu ağların birden fazla olduğunu hatta şimdilerde Dünya’nın çevresinde 5 farklı bilinç ağı olduğunu ifade eden Drunvalo, iki seriden oluşan “Yaşam Çiçeğinin Unutulmuş Sırrı” kitabında bu deneylere yer vermiş. Aynı zamanda bu ağları bu deneylerden çok önce, 1940’larda yani II. Dünya Savaşı döneminde fark eden iki hükümetin, bu ağı nasıl kontrol altına alarak insanların duygu ve düşüncelerini kontrol etmek istemiş olduklarını anlatmış. 1970’de bu savaşın renginin değişmesiyle, Sirius Deneyi sürecine giren Dünyamız üzerinde kurulan 3. ağ olan, Birlik bilinci ya da Mesih bilinci ağından detaylı olarak bahsetmiş.
Yaşam Çiçeğinin Sırrı 2 – Drunvalo Melchizedek

[/sociallocker]