“Zeta-Reticuli” ‘ler diğer Dünyaca insanların taktığı popüler namı “Greys” yani Griler” gelin bu varlıkları daha yakından tanıyalım…
GRİLER’İN FİZİKSEL VE BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ
Dünya dışı varlıklar konusunda yapılan araştırmalar bizi adı sıkça geçen ama henüz tam olarak nerelerden geldikleri, fizyolojik özellikleri henüz bilinmeyen bir türle karşı karşıya getirmiş bulunmaktadır. “Griler, yada Zeta Reticulanlar…”
Kimdir bu Zeta Reticulanlar?
Bugün dünyanın her yerinde ufo gözlemleri ve kaçırılma olayları sırasında bu Griler adını verdiğimiz varlık türünü görmeyen duymayan yok gibi. Kocaman derin bakışlı, siyah gözleri, vücutlarına oranla oldukça büyük saçsız başları ve belli belirsiz minik ağız ve burunları ile oldukça dikkat çekmektedirler. Şirin gibi gözükmelerine karşılık kimsenin bu varlıkları sempatik görmemeleri de oldukça ilginçtir. Ama her şeye rağmen bile görüntülerini ve isimlerini bilinç altımıza kazımış durumdalar.
Bu insan benzeri varlıklar, (38 ışık yılı uzaklıkta) Zeta Reticuli adını verdiğimiz güney takım yıldızındaki Zeta Reticuli 1 ve Zeta Reticuli 2, ikiz yıldızlarından gelmektedirler. Zeta Retucililer 1 m.- 1,5 m. Arası boya sahiptirler; genelde zayıf görünümlü, vücutlarına oranla büyük kafalı ve saçsızdırlar. Gözleri büyük ve kapaksızdır. Ağız, burun ve kulakları çok küçüktür.
Zetalar, türlerini değiştirmek ve bugünkü hallerine gelebilmek için genetik mühendislik ve klonlamadan yararlanmışlardır. Grilerin oldukça az sayıda orjinali bulunmasına karşılık sayısız oranda da klon kopyaları mevcuttur. Teknolojilerinin çok üst seviyelere çıkması yüzünden kendi dnaları ve genetik kodları üzerinde değişimler yaparken doğal olan üreme faliyetlerini, duygularını ve orijinal dna’larını kaybetmiş mutasyona uğratmışlardır. Soylarını devam ettirmek için gerçek Griler dışında bir çok kopyalarını üretmişlerdir. Ama bu durum başka bir sorunuda beraberinde getirmiştir. Çünkü bilindiği üzere klonlar (kopyalar) orjinalleri kadar uzun süre hayatta kalamamaktadırlar…
Zetalar dünyamızı sıkça ziyaret etmekte ve insanlar tarafından genellikle tenlerinin rengi yüzünden “gri varlıklar” olarak adlandırılmaktadırlar. Zeta Reticulilerin türlerinde değişime gitmeden önceki temel genetik özellikleri insan ırkına benzemektedir. Zetalar, dönüşümleri sırasında beden yapılarını da değiştirmişlerdir. Bu, onların neden dünyayı ziyaret ettiklerini ve genlerimizle ilgilendiklerini de açıklamaktadır. Dönüşümleri sırasında kendilerini duygulardan arındırmakla hata yaptıklarını düşünen Zetalar, yeni bir değişim için orijinal genlerini ve genleri içersindeki duygu kodlarını aramaktadırlar.
Genellikle boyları 1.50 cm civarında tarif edilmektedir. UFO ile seyahat ettikleri sırada gemi içerisinde 3 – 4 ufak boylu Griye eşlik eden 1 yada birkaç tane uzun boylu Gri bulunuyor. 1.80 cm civarında olan bu varlıklar sanki diğerlerinin amiri, yada başkanı gibi davranıyorlar. Çoğunlukla kısa boylu Griler, uzun boylu Grilerin emirlerini yerine getiriyorlar.
Küçük Grilerin cildinin çok daha yumuşak ve pürüzsüz olduğu ifade ediliyor. Bu varlıklarla yakın temas yaşayan tanıklar bu varlıkların ciltlerinin adeta plastikten yapılmış gibi olduğunu belirtiyorlar. Uzun boylu Grilerin ise daha sert ve sağlam deri görünümüne sahip oldukları ifade ediliyor tanıklarca. Grilerin genelinde cilt renkleri koyu griden, çok açık griye, beyaza, hatta mavimsi bir renge göre çeşitlilik gösterebiliyor.
Gözleri tamamen siyah yapıda olup peygamber devesi isimli canlıya oldukça benzemektedir. Nemli ve göz akı olmayan gözlerin üzerinde kaş yada kirpik gibi bir yapıya rastlanmıyor.
Grilerin soluk alıp vermelerine de rastlanmıyor. Pek çok insan onlarla yüz yüze gelse de herhangi bir solunum işaretiyle karşılaşmıyorlar.
Kol ve bacak yapıları oldukça zayıf. Kalın bir kemik ve kas yapısına sahip değiller. Çoğunlukla 4 parmaklı oldukları gözlemleniyor. 2 parmakları diğer ikisine oranla daha uzun. Kadın ve erkek olarak dıştan fiziksel belirgin bir farklılıkları gözlemlenmiyor. Ancak dişi varlıkların hareketlerinde ve tavırlarında daha bir yumuşaklık ve sevecenlik görülüyor. Yukarıda tanımladığımız Grilerin ötesinde, yapılan daha detaylı incelemelerle hazırlanan bir raporda daha detaylı bir gruplandırma ortaya çıkmıştır. Buna göre Griler temelde A,B,C olarak üç gruba ayrılmaktalar. Şimdi bu 3 grubu kısaca bir inceleyelim…
11351121_10153333004275102_781146761174174709_n
A tipi Griler
En çok rastlanan varlık grubu A tipi Grilerdir. Orion Bölgesinde yer alan Zeta Reticuli Yıldız Sisteminden gelmekteler. Yapı olarak oldukça disiplinli varlıklar. Bilimsel açıdan oldukça ileri bir düzeydeler ve amaçları “Dünyaları ele geçirmek”… Boyları genellikle 1.50 civarında. Büyük başları olmasına rağmen burunları ve kulakları neredeyse yok denecek kadar ufak ve belirsiz. Klonlama yönetimi ile çoğalmaktalar. Değişik türleri yakından incelemekle yakından ilgileniyorlar. Binlerce yıl önce insan türünün genetik yapısında meydana getirilen değişikliklerin bir kısmında, Grilerin etkinliği olduğu kuvvetle muhtemel gözükmektedir.
Kaçırılma olaylarında baş rolü oynayan en önemli tür bu gruptur. Kendi içlerinde 2 ayrı sosyal gruba ayrılmaktalar.
1- Savaşçılar
2- Politik kontrolcüler.
A tipi Grilerin Nevada – New Mexico gibi dünyanın bir çok yerinde yer altı üslerinde konuşlandıkları ve buralarda faaliyet gösterdikleri biliniyor.
B tipi Griler
Orion’dan gelen bu varlıkların boyları A tipi Grilere göre çok daha uzun. Verilen ifadelere göre boyları 2 – 2.5 m ile 3 m ye kadar değişebiliyor. Büyük burna sahip olmaları dışında tamamiyle A tipi Grilere benziyorlar. Çok ileri bir teknolojiye sahipler. İnsanlara karşı saldırgan bir tutum içerisinde değiller.
Politikacılar ve yöneticiler üzerinde büyük bir hakimiyete ve yönlendirmeye sahipler. Güç oyunlarını zihin kontrollü teknikleri ile başarıyla gerçekleştiriyorlar. UFO üsleri Aleut Adaları’nda…
C tipi Griler
Grilerin en kısa boylu türüdür. Boyları 90 cm ile 1 m arasında kayıtlara geçmiştir. A tipi Grilere oldukça benzemektedirler. Bu C tipi Griler Orion dışında Bellatrix Yıldız Sisteminde yaşamaktalar.
Dünya üzerinde bugüne dek yaşanılan yakın temas ve kaçırılma olaylarından çoğunlukla bu varlık türü sorumludur. UFO içerisinde kaçılan kişiye yapılan müdahalelerde bu tür daha çok doktor rolündedir. Acı veren genetik testlerden ve kişiler üzerinde yapılan duygusal bazlı araştırmalardan bu tür sorumludur. Araştırmalardan elde edilen veriler ışığında gemiye alınıp testlere tabi tutulan deneklerin hiç biri ölümle sonuçlanmamıştır. En azından kayıtlara geçen bu tür bir olay henüz duyulmadı. Tam tersine bazı kaçırılma vakalarında kaçırılan kişilerde sağlık problemi bulunanlarda özellikle iyileşmeler ve psişik yeteneklerinde gelişmeler gözlemlenmiştir. Dünya tıbbının imkansız dediği ve bunu raporlarla belgelediği, mucizevi iyileşmeler bile yaşanmıştır.
Griler denilen bu tür aynı zamanda Reptilian denilen sürüngenimsi (Alfa Draconis denilen 2 ayaklı insanımsı dinozorlar) kötü niyetli varlıkların işçi ve sömürgeleri durumundadırlar. Kaçırılma vakalarının bir çoğunda bu sürüngenimsi varlıklar aracın içinde gözlemci konumunda Griler tarafından yapılan cerrahi müdahaleleri gözlemleyip, kontrol etmektedirler.
Her ne kadar özgür iradeli varlıklar gibi olsalar da Griler, kendi başlarına hareket etme kabiliyetine sahip değildirler. Sanki merkezi bir beyine bağlı (Crystal Network) gibi bir noktadan yönlendirilirler. O yüzden olaylar karşısında çoğu zaman tepkisiz, ve robotumsu hareketler sergilerler.
Kaynak:
Abduction: Human Encounters with Aliens
John E.Mack.