Tüm fiziksel özellikler arasında, özellikle Tibetlilerin, insanların geri kalanından gezegenin yüzeyinden ayrıldığı bir özellik vardır.
Tibetlilerin çoğumuzun yaşayamayacağı en yüksek dağlarda, sorunsuz bir şekilde yaşamaya olağanüstü bir yeteneği vardır. Aşırı irtifalar onlar için bir sorun teşkil etmez.
Bu eşsiz adaptasyonun nedeni, paradoksal olarak Tibetlilerin de katkısı olan başka bir insan türüyle karşılaştıklarında atalarına aktarılan bir gende yatmaktadır.
Bu gen, Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesi’ndeki bir grup araştırmacı tarafından yayınlandı.
blank
Süper İnsan Geni
Hemoglobinin (kan dolaşımındaki oksijenin taşınmasından sorumlu olan molekül) üretimi ile ilgili bir genin nadir bir varyantı, birkaç bin yıl önce, şu anda işgal ettikleri yüksek platolara taşındıktan sonra Tibetliler arasında yayıldı.
Ve bu, onlara izin veren ve bugün bile, çoğu insanın ciddi sağlık sorunları yaşayacağı deniz seviyesinden 5.000 metre yükseklikte bulunan düşük oksijen seviyelerine rağmen hayatta kalmalarına izin veren bu genetik varyanttır.
UC Berkeley bütünleştirici biyoloji profesörü Rasmus Nielsen “Bu genin bu versiyonunun Denisovans’tan geldiğini gösteren çok açık bir kanıtımız var,” diyor.
“Bu, insanların başka bir türden genlerini alarak, evrimleştiklerini ve yeni ortamlara adapte olduklarını gösteriyor.”
EPAS1 olarak adlandırılan Gen, hemoglobin ve kırmızı kan hücresi üretimini sadece hafifçe artırır, daha kalın kan oluşumuna neden olan genin diğer varyantları ile görülen negatif kardiyovasküler etkileri önler.
Nielsen, “EPAS1 geninin Tibetlilerdeki bir kısmının, eski Denisovans’ta bulunan ve diğer tüm insanlardan çok farklı olan gene benzediğini gördük” dedi.
“Bu genin Denisova’lardan kaynaklanmış olduğunu göstermek için istatistiksel bir analiz yapabiliriz. Verileri açıklamanın başka yolu yok. ”
Bu gizemli gen, çalışmada test edilen Tibetlilerin yüzde 87’sinde keşfedildi.
blank
Tibet platosunda oksijen seviyesi deniz seviyesinden yaklaşık yüzde 40 daha düşüktür.
Nielsen, “Bugünün DNA’sını da elde ettiğimiz birçok başka tür olabilir, ancak bunu bilmiyoruz çünkü gerekli genomlara sahip değiliz” dedi.
“Bu DNA parçasının Denisovan olduğunu söyleyebilmemizin tek sebebi, Sibirya’daki bir mağarada bulunan küçük bir kemikten DNA’nın dizilişini gösteren bu şanslı kazadır. Denisovan türlerini DNA seviyesinde bulduk,ancak dizimizde bulunmayan daha bir çok genom var.”