Reptilian Humanoid Sürüngen İnsansılar

Dinazoradamlar (dinosauroids), kertenkeleadamlar (lizardmen), Draconialılar ve Saurialılar gibi ifadeler de kullanılmaktadır. Sürüngen insanımsılar, doğaüstü güçlere sahip ve zekaca çok gelişmiş sürüngen-insan karışımı varlıklardır. Mitolojide, bilim kurguda ve okült çevrelerde geçen bir kavramdır. Bu teorilerden bazılarına göre Alpha Draconia adı verilen bir yıldız sisteminden gelmişlerdir. Riley Martin, John Rhodes ve David Icke gibi komplo yazarlarının kitaplarında bu yaratıklardan bahsedilmektedir.

Komplo yazarı David Icke, dünyayı ve insanlığı kontrol altında tutan bir sürüngen insanımsılar grubundan bahsetmektedir. Hayli ileri bir iddiasına göre George Bush ve İngiliz Kraliyet ailesi bu sürüngen insanımsılar soyundandır

David Icke, 1990’dan beri, “dünyayı gerçekte kim ve ne kontrol ediyor konusunun ful – time araştırmacısı” oldu.

Icke, Dünyanın “Elit” veya “Illuminati” olarak adlandırılan gizli bir grup tarafından yönetildiğini söylüyor. Gizli dünya hükümetinin, Babil Kardeşliği olarak bilinen Reptilian insansılar (sürüngen) ırkından oluştuğunu ve George W. Bush, Kraliçe Elizabeth II ve Kris Kristofferson dahil, bir çok seçkin figürün gerçekte Reptilian olduğunu yazdı.

Icke, Rothschild ailesi olarak bilinen küçük bir Yahudi grubunun da “Reptilian soyundan” olduğunu, Adolf Hitler’i finanse ettiğini ve…Nazilerin Musevi katliamını desteklediğini iddia etti. Icke, Rothschild’ların Yahudi değil, reptil (sürüngen) olduğunu belirtti.

Icke, dünyayı uzaylıların yönettiğini söylüyor. Bu uzaylı sürüngen-insan melezlerinin de köklerinin Orta Doğu’da, yani Türkiye, İran ve Irak’ın bir bileşimi olan bölgedeki dağlarda yerin altında olduğunu ve oradan çoğalıp dünyayı kontrol altına aldıklarını anlatıyor. Tarihin çeşitli dönemlerinde aynı bölgeden tekrar tekrar çoğalıp yayıldıklarını söylüyor. Başka bir yazısında da bunların yerin altındaki mağaralarda yaşadıklarını söylüyordu.

Gizli hükümet
Icke’nin fikirlerinin kalbinde, dünyanın Rockefellers and the Rothschilds gibi bankerler ve işadamları tarafından finanse edilen gizli bir hükümet tarafından kontrol edildiği, Nazilerin Musevi Katliamının, Oklahoma şehrinin bombalanmasının ve 11 Eylül 2001 saldırısının, onlar tarafından finanse edildiği ve organize edildiği inancı vardır. Bu bireyler dünya çapında gerçekleşen olaylar düzenliyorlar, sonra elit kesim halkın ‘bir şey yapılmalı’ karşılığını alıyor ve sonra kontrolü/gücü arttırıyorlar. Icke, bundan problem – reaksiyon – çözüm olarak bahsediyor.

Reptilian İnsansılar
1999’da Icke, Gezegenin Babil Kardeşliği olarak adlandırılan Reptilian (sürüngen) insansılar ırkı tarafından kontrol edilen Yeni Dünya Düzeni tarafından yönetildiğini yazdı. Şöyle yazdı: “Benim kendi araştırmam, Reptilian kontrolünün ve manipülasyonunun başka bir boyuttan dördüncü boyutun alt bölümünden yönetildiğini öne sürüyor.

“Diğer insanlar, bunu alt astral boyut olarak bilir, kara büyü ritüelleri olan demonların ve kötü niyetli varlıkların yuvası…” Icke’ye göre, reptil melezi Reptilian – insan DNA’sı, onların eğer insan kanı içerlerse, sürüngenden insan formuna değişmelerini sağlıyor.

Reptilian grubu bir çok ünlü/seçkin insanı ve pratik olarak her dünya liderini kapsıyor.Örneğin,İngiltere’nin Ana Kraliçesi, George W. Bush, Hillary Clinton, Harold Winson, Tony Blair. Bu insanların ya kendileri Reptilian veya sürüngenler için çalışıyorlar. Rothschilds, Rockefellers, İngiliz Kraliyet ailesi ve ABD’nin ve dünyanın geri kalanının idareci politik ve ekonomik aileleri bu AYNI soydan geliyor. Züppelik nedeni ile değil, genetik yapılarının sağladığını taşımak için – Reptilian – memeli DNA kombinasyonu onların şekil değiştirmesini sağlıyor çünkü. Icke, Galler Prensesi Diana’nın öldürülmesinin nedeninin, Diana’nın, Charles ve Camilla’nın satanik bir ritüel ile kurban edilen bir çocuğa sahip olduklarını keşfetmesi olduğunu söylüyor.

Ayrıca, Diana’nın sırdaşı Christine Fitzgerald’a göre, Diana’nın, İngiliz Kraliyet ailesinin sürüngenler ile bağlantıda olduğunu ve Diana’nın onların şekil değiştirdiklerini gördüğünü yazdı. Reptilian olan George W. Bush’un, 11 Eylül olayında anahtar bir rol oynadığını yazdı. Icke, ırksal ve etnik bölünmelerin sürüngenler tarafından geliştirilen bir illüzyon olduğuna ve ırkçılığın Illuminati’nin gündemini ateşlediğine inanıyor.

Tanrıların Oğulları
Sürüngen ırkı 200,000-300,000 yıl önce bir Annunnaki-insan hibridi(Adam?) olarak ortaya çıktılar. Ben eminim ki, dış dünyadan gelen ırklar ayrıca, yeryüzündeki geniş insan çeşitliğinin üretilebilmesi için insan soyu ile çiftleşti. Fakat, ben burada sürüngen gruplar üzerine odaklanıyorum, çünkü onların arzuları insanların yaşantılarını kontrol ve manipüle etmektir. Açıkçası buradan daha karanlık bir hikayeye geliriz, fakat yeteri kadar ve neler olup bittiğini göstermek için elimizde kanıt yoktur. Daha da bakınca, daha açık görüngüler şunlardır: sürüngenler Marsta yaptıklarını, burada da yapmışlardı. Türler arası çiftleme ile ana popülasyona sızmışlar ve ele geçirmişlerdi. Bu bana, onlar yeryüzüne geldiklerinde, zaten Martianların arasında sürüngen-aryan melezlerin zaten var olduğunu gösteriyordu. Annunakiler ve Martianlar veya Aryanlar için birinci temel yerleşim, milattan önce 4800’ler civarındaki Venüs afetinden sonra, Türkiye, İran ve Irak dağlarıdır. Ne zaman ki sular geri çekildi, onlar ve hibritleri buradan yeniden ortaya çıktılar. Kurak ve cansız topraklarda gelişmiş uygarlıkları(Sümer, Mısır, Babylon(İsrail) ve İndus Alley) yaratanlar onlardı. Annunaki sürüngenlerinin göründükleri önemli bir merkez de Caucasus dağlarıdır ve bu merkez de onların hikayede tekrardan ve tekrardan çıktıkları bölgeydi. Ben bu bölgede bu türlerin, çok daha önemli planlanmalara ve düzenlenmelere gittiklerini hissediyorum: muhtemelen insan-sürüngen hibrid geçiş türünü ürettikleri mekan yeraltında. Bu bölge ile ilgili bir araştırma da, insanların Rh (veya rhesus) kan grup numaraları ile ilgili. Sık sık doğumdan kısa bir süre sonra yeni doğan bebekler, mavi bir renk almaktadırlar. Bu durum “mavi kan” ve diğeri de “gerçek mavi” olarak isimlendirilen kraliyet kan bağıyla aynı orijinden olduklarını göstermektedir. Mavi kan bağının Martianlara ait oldukları ve Martianların da kendi kan bağlarıyla birlikte geldikleri yerler olduğu söylenir/speküle edilir. Beyaz insanlar, siyah ve Asyalılara göre Rh(-) negatif kan grubuna daha uzaktırlar.

Problem-reaksiyon- çözüm
Problem – reaksiyon –çözüm David Icke tarafından geliştirilen bir terimdir. Icke, bunu bir kriz (problem) yaratma, bu krizi çözmek için bir eylem çağrısını (reaksiyon) bekleme, sonra eyleme geçme (çözüm) stratejisi olarak tanımlıyor,bunun arkasına gizli bir gündem, güç kazanma var. Örneğin, bir hükümet bir problem yaratır, suçu başkalarına atar; insanlar, kendi haklarını vermeye istekli olarak hükümetin yardım etmesini isteyerek reaksiyon gösterir ve hükümet krizden çok önce planlanmış olan çözümü sunar.

Örnekler David Icke’den:
İnsanların hoşuna gitmeyecek bir şey ortaya koymak istiyorsunuz. Bu, polise daha fazla güç, temel özgürlüklerin daha çok erozyona uğraması, hatta savaş bile olabilir. İnsanlara bunları açıkça önerirseniz, insanların bunlara karşı reaksiyon göstereceğini bilirsiniz. Böylece, önce bir PROBLEM yaratırsınız, suç oranını arttırırsınız, daha fazla şiddet yaratırsınız, terörist bir bomba, hükümetin çökmesi, ya da savaş çıkarmak için Saddam Hüseyin gibi Illuminati kuklalarından birini alırsınız.Birisinin bu problem için suçlanacağından emin olursunuz, bunların arkasındaki gerçek insan olan sizin suçlanmayacağınızdan emin olursunuz. Böylece, bir “avanak” yaratırsınız, Amerika’da Timothy McVeigh veya Lee Harvey Oswald için bu terim kullanılıyor. Sonra, ürettiğiniz olay ile ve kimi suçladıkları ile ilgili insanların neler düşündüklerini anlatmak için kendi medyanızı kullanırsınız. Bu bizi ikinci aşamaya getirir, insanların REAKSİYONU – “Bu devam edemez ; ONLAR bununla ilgili ne yapacaklar ?”

Bu ONLARIN, yarattıkları probleme açıkça ÇÖZÜM sunmalarını sağlar – küresel gücü veya daha fazla temel özgürlüklerin sınırlanmasının bir merkeze bağlanması gündemlerini ilerleten yeni yasalar. Bu teknik insan zihni ve duyguları üzerinde her zaman kullanılır. Bazı komplo teoristlerinin inandıkları, problem – reaksiyon – çözüm taktiğinin örneklerinden bazıları: Hitler’in gücünün boyutunu hızlandıran Reichstag Yangını (tarihçiler bunun nedenini bilmiyor), İspanya – Amerika Savasını hızlandıran USS Maine (ACR-1) in batması (nedeni bilinmiyor) ve Küba’nın işgâli için halk desteği üretmek için ABD planı olan Northwood Operasyonu.

Reptilian Humaned ve Illuminati
Dünyayı kontrol etmeye çalışan ve kendi global faşist devletini sunmayı bekleyen güç, yani benim “Illuminati” adını verdiğim şebeke, eğer önceden tahmin edilemezse koskoca bir hiçtir.

New York ve Washington şehirlerinde yaratılmış olan inanılmaz korku, tüm insanlığın genel zihninde, bir “Problem – Reaksiyon – Çözüm” zinciridir ve bu büyüklükte bir olayın gerçekleşmesini -geçmiş yazılarımda da okuduğunuz gibi- birkaç yıldır bekliyordum. Bir savaş veya nükleer bir terörist aracı olabileceğini düşünmüştüm, ama görevine başlama gününde de yazdığım gibi, global planın hız kazanarak öne sürüleceği Bush başkanlığı döneminde muazzam bir şeyler olacaktı.

Dünyanın global merkezi faşizme hızla itilmekte olduğu süre de bile, olaylar Illuminati planının öngördüğü zaman takvimine uyacak hızda gelişmiyordu. Ve globalleşme planlarına ve özgürlüğe yaptıkları tecavüzlere karşı çıkan kesim, gün boyu artmakta. Planın birdenbire, muazzam bir sıçrayışla, gelişmesini ve sunulmasını sağlayacak “çözümler”in sunulması için, insanlığın toplu olarak zihinlerini korku, panik ve güvensizlik duygularıyla sarsacak ve dağıtacak, devasa büyüklükte etkisi olan bir şeylerin yaratılmakta ve yapılanmakta olduğu açıktı. Bu, ayinsel olarak oldukça önemli 9. ayın 11. gününde Amerika’da gördüklerimizdir – 911 Birleşik Devletler’deki acil durumlar için kullanılan numaradır. Ayinsel ve gizli kodlar, Illuminati’nin yüklendiği her şeyin altında var.

Ve, bu zihni felç eden gaddarlıklar, Illuminati planının, insanoğlunun zihinsel, duygusal, ruhsal ve fiziksel kölelikleri için başlattığı dönemin sonu değil, tam tersine başlangıcıdır. Terörizm tehdidini (“kendi” terörizmleri!!), “özgür ve demokratik” dünyanın, (etki olarak) bir dünya ordusu ve dünya hükümeti oluşturması ile suçlu gördükleri güçlerin – ki gerçek suçlu güçler bu “özgür” dünyanın güçlerinden başkası değil – bulunduğu ülkelere ve ülkelerin insanlarına savaş açma hakkı olarak kullanarak, daha fazla ölüm ve yıkım yaratılacaktır. Müslüman insanlar ile olası bir savaş da son olmayacak ve esas son için bir araç olacak – yine ayni güçlerin yönettiği, geriye kalan komünizm güçleri ile bir çatışma. Unutmayın ki, Illuminati her ülke, her “terörist” grup ve bu terörizme “karşı” olan her kuruluş içerisinde işlev görmektedir. Yalnızca, her “taraf” içerisinde temsilciye sahip olarak, Illuminati oyunu kontrol edebilir ve oyunun sonucunu başlamasından evvel bilebilir. Illuminati’nin İslam dünyasında yöneticileri var, tıpkı sözde “özgür dünya”da (yakında göreceğimiz gibi) olduğu gibi. Örneğin; Saddam Hüseyin, bilinçli bir Illuminati piyonunun – baba George ve oğul George Bush gibi – her özelliğine sahiptir. (bak…kitap: and the truth shall set you free)

Bu ayinci, duygusuz, sürüngen zihnin tahmin edilebilirliği, ABD felaketini takip eden haberler dünyasında çok rahat görülebilir.Bu tür durumlarda her zaman ne olduğuna bir göz atın ve göreceksiniz ki, plan hemen hemen her olayda hep aynidir. Olay gerçekleşmeden önce, başkasının cezasını çekecek, kurban edilecek avanak daima suçu üstlenmeye hazırlandırılmıştır. Böylece halkın düşünceleri ve zihni tehlikeli spekülasyonlar yaratmaktan uzaklaştırılmış ve önceden belirlenmiş bir hedefe yönlendirilmiş olur. Kennedy suikastinden sonra, bu hedef Lee Harvey Oswald idi; Oklahoma olayından sonra Timothy McVeigh; ve şimdi de karşımızda Osama Bin Laden.

Bin Laden, çok fazla yanlış bir yola sevk edilmiş olabileceği gibi, bu hafta olanlardan benim sorumlu olduğum kadar sorumludur. Başkan Kennedy ölmeden de ÖNCE, nasıl Lee Harvey Oswald’ın geçmiş bilgileri açığa çıkarılmışsa, şimdi de felaketin gerçekleşmesinden hemen sonra en kesin bir düzen ve ahenk ile Bin Laden ismi tanıtılmış durumda.

Elle tutulur bir şey değil de daha çok ağızla, bu adamın Afganistan dağlarından, muazzam büyüklükteki bu operasyonu gerçekleştirmiş “Dev Adam” olduğu fikri, normal zeka seviyesine sahip herkesle dalga geçmekten başka bir şey değil ve saçmalıktan ibarettir. (bak…Bin Laden ile görüşmüş gazeteci Robert Fisk’in makalesi) Burada, bir bomba paketinden veya zihni kontrol edilmiş herhangi bir fanatiğin bombalı arabasını Kudüs’teki bir restaurant içerisine sürmesinden bahsetmiyoruz. Dört ticari dev uçak ayni anda Amerikan hava boşluğunda Amerikan havaalanları üzerinden kaçırılmalı ve de yüksek derecede spesifik hedeflere 45 dakika içerisinde uçurulmalıdır. Bu nasıl olabilmişti? Çünkü içeriden yapılan bir işti, nedeni bu.. Amerika Birleşik Devletleri’nin içerisinden yönetilip yönlendirilmiş ve dünya boyunca bulunan Illuminati örümcek ağının diğer bölümleri ile birlikte A.B.D. “İstihbaratı”nın yüksek mertebeleri tarafından planlanmış bir işti.

Şimdi, emrine amade zihni kontrol edilmiş servete sahip bir ordu ile, zihnin programlanması ve onu aktif hale getirecek tetiğin çekilmesi ile, Illuminati bu insanlara herhangi bir şeyi yaptırabilir. Bu uçakları kaçırıp onları binalara doğru uçurmadan sorumlu olan kişiler, bilinçli zihinlerinde, inanmaya programlanmış oldukları “neden”e inanmışlardı. Ama gerçekte, onlar bu uçakları kaçırıp uçurmuyorlardı, onların programları bunu yapıyordu. Zihin kontrolü, şimdi o kadar ileri ki, böyle bir programlama neredeyse çocuk oyuncağıdır.

Tanrı aşkına, bu terör A.B.D. İstihbaratı’nın bir başarısızlığı değildi. Planı ortaya çıkarmakla yükümlü değildiler ve uçaklara silahlar sokmak, eğer sistemi kontrol edenlerden destek alıyorsan, düşünüldüğünden çok daha kolaydır. Duydum ki, bu bir başka “Pearl Harbor” olayı imiş, evet öyledir. ..And The Truth Shall Set You Free kitabında, diğer kitaplarda ve çalışmalarda okuyabilirsiniz ki Amerikan hükümeti Japonlar’ın Pearl Harbor’a saldıracağını önceden bilmekteydi, ve buna rağmen hiçbir önlem almadılar, hiçbir şey yapmadılar. Niçin ? Çünkü bunun olmasını spesifik bir neden için istiyorlardı – Başkan Roosevelt’in (Bush’lara kan bağından akraba olan) daha önce, -yalnızca seçilmek uğruna-, “Amerika bir savaşa karışmayacak” demesinin tam tersine, Amerika’nın 2. Dünya Savaşı’na girişini garanti altına almak için Pearl Harbor olayına gereksinim duyuyorlardı. Problem – reaksiyon – çözüm. – ve bu haftanın korkunç olaylarında da gerçekleşen aynen bu.

Saldırıların kötü sonuçlarından hemen sonra, “Suçu bin Laden’e atın” kampanyası, daha önceden hazırlanmış bir plan gibi, sunuldu. Cumhuriyetçi Senatör ve Illuminati yardakçısı, Orrin Hatch, örneğin, CNN’e, FBI’dan yüksek rütbeli bir bilgi aldığını ve bin Laden’in benzeri görülmemiş saldırıların arkasında olduğunu söyledi. FBI’da yapmış olduğu kısa toplantıya dayanaraktan, Hatch “Biraz bilgim var” dedi. “FBI’dakiler, bu olanların arkasında Osama bin Laden’in bulunabileceği ve bu dehşetlerin onun imzası olabileceği sonucuna vardılar”. Tamam, daha fazla devam etmene gerek yok Orrin, mesajı aldık ve sen de görevini yaptın.

Daha sonra, çok uygun bir şekilde, iki uçağın kaçırıldığı Boston havaalanı’nda bulunan şu kiralık arabanın hikayesi elimize ulaştı ki bu araba… evet… hazır olun… Kuran’ın bir kopyasını ve ticari uçakları nasıl uçuracağımızı gösteren bir kılavuz video kasetini içermekteydi!!! Periler ülkesinde miyim, harikalar diyarında mı ? Arabada, Bin Laden’den teröristlere görevlerinde şans ve başarı dileyen bir mektup bulduklarını iddia etmediklerine çok şaşırdım. Belki de bunu yarın “bulmayı” planlıyorlardır, ha? İnanılmaz bir saçmalık, tabii ki öyle, ama birçoğu buna inanacak. Ve, önümüzdeki günlerde ve haftalarda, “bin Laden bağlantısı”nın, daha birçok imal edilmiş “kanıt”larının, sistematik olarak ortaya çıkarıldığını göreceğiz.

Ve işte soru: Kim faydalanıyor ? Illuminati bir dünya hükümeti ve ordusu, bir dünya para birimi ve sistemi ile merkezi global finans diktatörlüğü ve kontrolü istiyor. Mikroçiplenmiş insanlar ve sürekli, her an her türden gözaltında bulunacak bir topluluk ve medeniyet istiyor. Ve kendilerini, korkmaya inandırılıp programlanmış oldukları şeylerden kurtarabilecek yetkililere gücünü ve sorumluluğunu veren korku dolu, yumuşak başlı, boyun eğen, köle gibi itaat ve hizmet eden bir insanlık istiyor.

Yeterince komik ve ilginç olaraktan, “Amerika’da gerçekleşmiş bu korkunç olaylardan kim faydalanıyor?” sorusunun yanıtı çok basit: Yukarıda sayılan isteklerini sunmak isteyen herhangi biri. 9-11 felaketi şu anlama gelir:

* Illuminati, şimdi, kendi propaganda makinesinin halkı suçlu olarak görmeye inandıracağı herhangi birine misilleme yapma ve ondan intikam alma mazeretini elinde bulunduruyor. Müslüman hedeflere karşılık yapılacak saldırılar,dünya üzerinde, özellikle de Orta ve Yakın Doğu’da muazzam tesirli anlaşmazlıklar, çarpışmalar, zıtlıklar ve karışıklıklar çıkarabilecek potansiyele sahiptir ve Illuminati’nin çekebileceği olası bir tetiktir. Bu olasılığın sonrasında, çarpışmaları ve anlaşmazlıkları artırıp genişleterek, Rusya ve Çin’in de karışmasını sağlayabilecek fırsatlar sayısız olabilecek derecede fazladır. Bir Üçüncü Dünya Savaşı, Illuminati planının bir parçasıdır ve şimdi yaşadığımız olaylar, domino taşları düştükçe, bunu gerçekleştirmeye yetecek yolu açabilir.

* Blair ve diğer “dünya liderleri”nden gelen “Amerika ile birleşmiş özgür dünya” deyimi, “terörizme karşı savaş”ı savaşmak için bir dünya ordusu ve polis gücü kurmak için bir araya gelmenin kodudur. Şimdiden, Bilderberg kontrolü altındaki NATO (beklemede olan dünya ordusu) bu tür bir destek için söz vermiş durumda ve toplu bilincin o kadar anlaşılabilecek bir şekilde beyni yıkanmış ki şu anda birçok insan, asılsız ve katı olarak kanıtlanmamış hedeflere karşılık yapılacak Amerikan ve NATO terörist saldırılarını, sırf terörizme karşı savaşmak adına, destekleme durumunda ve hevesindedir. Bu siyasetteki hayret verici çelişki, A.B.D. şehirlerindeki zulümleri takip eden, böğürmekte ve şiddetini artırmakta olan beyin yıkama sayesinde, kör olmuş çoğunluğun bakış açılarından kaybolacaktır.

* Böylesine dikkatlice hesaplanmış bir “intikam alma ve misilleme” planı sonucunda, anlaşmazlık ve çarpışmalar artarken ve kızışırken, askeri gücün merkezileşmesi için baskı ve Amerikan ile dünya nüfusunun gücünü teslim etmeye hevesliliği ve istekliliği, Illuminati propaganda makinesinin şeytani etkisi altına girmiş her ülkeye istenilen anda saldırı ve işgal yapabilecek bir dünya ordusu yapılanıp oluşana dek hızla artacaktır.

* İnsanlığın bütünsel zihni, özellikle de Amerikalı halkınki, şu anda anlaşılabilir bir şekilde derin bir travma altındadır. Bu insanlar, bütünsel bir travma-temelli zihin kontrolüne tabi tutulmuşlar ve bunun tesiri altına girmişlerdir ki herhangi bir zihin kontrol edicinin veya araştırmacısının size söyleyebileceği gibi, travma geçirmiş bir zihin, öneriye açık bir zihinle eş anlamdadır. Bu nedenle, travma sonrası atılacak olan adım, olayları istenilen modelde görüp algılamak için halkın beynini yıkayacak programlamadır.

* “Yeni Dünya Düzeni”nin, yani merkezi kontrole sahip faşist global devletin, karılaştığı ve karşılaşmakta olduğu en büyük engellerden biri de, birçok Amerikan insanın sahip olduğu ruhtur. Self-determinasyon (kendi geleceklerini kendilerinin belirlemesi hakkı) haklarının global askeri, politik ve ekonomik kontrole verildiği gerçeğiyle yüzleştikleri anda, birçoğu buna hiddetle karşı çıkacaktı. Ülkelerinin ve sistemlerinin getirdiği bütünsel emniyet, güven ve gurur anlayışı, muazzam büyük askeri ve ekonomik güçlerinin oluşturduğu temeller üzerine kurulmuştu. Bu, aslında, John Wayne mentalitesinin bütünsel bir versiyonu – “bize bulaşmayın, bizimle uğraşmayın – burası Amerika”.. Bu mentaliteden doğan şey, bir millet ve ülke olarak kendilerine duydukları bütünsel güvendir. Ve şimdi, hep beraber gördüğümüz gibi, kendi güven anlayışları, bu güçlü kimlikleri ve tek başına ayakta durabilecek kuvvete sahip oldukları inançları, yıkılıp yok olma tehlikesi altına girmiş bulunmaktadır.

* İlginç olan da, kaçırılan uçakların hedeflerinin, Amerika’nın güçlü kimliği ve güvenliğinin en büyük simgeleri olmasının –yani Pentagon; askeri kudretlerinin simgesi, ve Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kuleleri; ekonomik kudretlerinin simgesi – hiç bir şekilde tesadüf olmamasıdır. Bu, esas olarak Amerika’ya yapılmış bir saldırı değildir, Amerika’nın imajına ve hayaline yapılmış bir saldırının ta kendisidir. Ruhlarını ve inançlarını kır, “Amerikalı” olma ayrıcalıklı anlayışlarını kır,; Amerika’nın kendine olan güvenini kır; onları muazzam bir korku ve esaslı bir güvensizliğin içine bırak; ve Amerika’nın Illuminati global ve merkezi diktatörlüğü altına girmesine izin vermeyecek en büyük ve belirgin engeli aşmışsın demektir. Şimdi, bu bahsettiğimiz Amerikan ruhu, güçlü kimliğinin ve güvenliğinin sarsılması ile daha da fazla zedelenmiştir – tıpkı geçmişte Oklahoma olayında ve okullardaki silahlı saldırılarda olduğu gibi -. Ama, buna ek olarak da, her şey çarpıcı olarak artacaktır. Bu noktada, Amerikalıların bu oyunların bir kuklası olmayı reddetmeleri ve terörizmi kınayan yetkililerin ayni terörizmden sorumlu olduklarını fark etmeleri yaşamsaldır.

* Amerika’yı 1996’da ilk kez ziyaret ettiğimde, “Özgürlük Ülkesi”nin gerçekte nasıl kontrol altında bir topluluk olduğunu gördüğümde (hâlâ daha Kanada kadar kötü değil) sersemlemiştim. Şimdi, bu trajedinin arkasından, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkeler, işgal ve saldırı tesiri altında gözaltında tutulabilecek kaleler olma yolunda emin adımlarla ilerlerken, Amerikan insanının ağzından “Biri Bizi Gözetliyor” toplumunun hızlı genişlemesine karşılık tek bir aksi söz çıkmayacağı kesinlik kazanmıştır. Problem – Reaksiyon – Çözüm… “Teröristleri durdurmak” için insanların mikroçiplenmesi kampanyasının sunulmasını ilerleyen zamanda dikkatle izleyin lütfen.

* Bir ekonomik felaket, Illuminati’yi ve planını açığa çıkarıp üzerinde araştırma yapanlar tarafından, çok önceden tahmin edilmişti. Tek para birimine ve global ekonominin merkezi kontrolüne karşı çıkanlar engelini aşmak için, Illuminati’nin ihtiyacı olan şey şu anki sistemi yok edecek büyük bir küresel ekonomik çöküntü yaratmak ve çöküntünün üstesinden gelmek için tek yolun merkezi global kontrolden geçtiği düzmecesini insanlara kabul ettirmektir. Problem – Reaksiyon – Çözüm… Bu, saldırıların neden Amerika’nın ekonomik sisteminin kalbinde patlak verdiğinin bir başka sebebi ve göstergesidir – ve bu, ayni zamanda, niçin katliamdan günler önce global ekonomik durgunluğun dünya medyasında sıvalandığını açıklamaktadır. Şimdi, böyle bir çöküntüyü dilediklerince yaratmak için ellerinde bomboş bir kağıda sahiptirler ve yakında global ekonomik kuruluşların “ekonomik krize bir yanıt bulmak ve çare düzenlemek” için biraraya geldiklerini göreceğiz. Aslında, ülkelerin G7 toplantıları bu işlemi çoktan başlatmıştır.

Bu, yukarıda sayılanlar, New York ve Washington şehirlerindeki ölüm ve yıkımın, Illuminati planına sağladığı avantajlardan sadece bir kaçıdır – ki üstüne basa basa vurguluyorum, bu Amerikan felaketi, A.B.D. sınırları içerisindeki güçler tarafından bizzat düzenlenmiştir. Bu felaketlerden sorumlular ve onların kişilikleri, insan olmayan varlıklar tarafından sahiplenilmiştir ve birçok insanın bir ineğin ölümüne ve kesilip acı çekmesine duyduğu saygı ve acıma duygusu, bu sorumluların insan hayatına duyduğu saygı ve acıma duygusu ile eşdeğerdedir. Sürüngen zihni, gelişmemiş bir duygusal seviyeye sahiptir ve bundan dolayı da ne kadar korku ve ahlâksızlık içine batarsa batsın, bu durumun sürüngen zihninde hiç bir duygusal karşılığı yoktur. Bunun örneklerini görebilmek için, yalnızca, bu kadar muazzam acılarla dolu görüntüler sonrasında, duygusuz, belli başlı hareketlere dayalı, önceden yazılmış konuşmaları yapan George W. Bush ve İngiltere Başbakanı Tony Blair’i izlemek yeterlidir. Ayni klasmana, Prenses Diana’nın cinayetinden sonra ekranlara yansıyan İngiltere Kraliçesi de girmektedir. Reagan, en azından profesyonel bir aktördü. Bush ve Blair bir okul müsamelesinde bile yer alamaz.

Acaba George W. Bush bu yok edici katliamların o gün gerçekleşeceğini biliyor muydu? Ne sanıyorsunuz ?? Peki ya Tony Blair? Ne sanıyorsunuz ?? Fakat, buna rağmen, onlar da, çok daha kuvvetli güçler tarafından kontrol edilmekte olan bu oyundaki piyonlardır ve de amaçlarına ulaştıktan ve rollerini oynadıktan sonra, onlar da katliamlara maruz kalanlar kadar kolay harcanabilecek şahıslardır. Kendi görüşümce; ben, “global terörizm” senaryosunu sağlamlaştırmak maksadı ile Bush’un veya Blair’e çok yakın birinin kurban edilmesine, bir saniyeliğine bile şaşırmam. Ve, muhakkak ki, eğer Bush giderse, yeni başkan seri katil Dick Cheney olacaktır. (bknz..”The Biggest Secret”). Bulunduğumuz noktada, kazıklar çok derine saplanacaktır, çünkü global faşizme geçiş için son darbe, son itiş başlamıştır.

Dünya artık eskisi gibi olmayacak, bu doğru, fakat her tehlike içerisinde bir fırsat vardır. Ve savaşı değil barışı, ‘birkaçın diktatörlüğünü’ değil ‘herkes için özgürlüğü’ arayan bizler, bu büyük çoğunluk… şimdi yapmamız gereken şey aynanın karşısına geçip kendimize bakmak ve bu delilerin tımarhanelerini yaratmalarını nasıl durduracağımızı kendimize sormak.

Şikayet etmek artık yeterli değil. Kaçmak da artık bir seçenek değil, çünkü yakında kaçabilecek hiç bir yer kalmayacak. Zaman, bazı kıçları bazı sandalyelerden kaldırma ve oturup onları boklarını yemeyi durdurma zamanıdır. Medyadaki telefon katılımlarını bombardımana tutup başka bir gerçeklik versiyonu sunma şansını elde edebilir ve ne zaman sizi hattan koparırlarsa, tekrar tekrar bağlanabilirsiniz; herkese, gerçekte ne olduğunu görebilmelerini sağlayan yeni bir bakış açısına hangi kaynaklardan ulaşabileceklerini söyleyebilirsiniz; bu veya diğer konulardaki makaleleri bildiğiniz herkese e-mail, fax, posta aracılığı ile yollayabilirsiniz; özgürlükler tehdit edildiği anda faşist devlete karşı BARIŞCIL protestolar organize edebilirsiniz; insanları belirli toplantılarla biraraya getirebilir ve medyanın size sunmayacağı bilgiyi tartışma ve özümseme imkanı yaratabilirsiniz; KORKULARINIZI KAYBEDİN VE BU KÜSTAH DİKTATÖRLÜĞÜN YÜZÜNE KARŞI TAHAMMÜLSÜZ OLUN. UNUTMAYIN; BU DİKTATÖRLÜK YALNIZCA ONDAN KORKTUĞUMUZDA VE ONUN TARAFINDAN YILDIRILDIĞIMIZDA KURTULUP YAŞAYABİLİR.

Eğer yalnızca, ilk olarak, hayatımızı bu yönde adamaya, mükemmel bir kararlılıkla, karar verirsek ve hiç bir yıldırma ve göz korkutma seviyesi ve sonuçlarından etkilenmeyip o muazzam kararlılığımızı kırmazsak, yapılabilecek çok ama çok şey vardır.
Tıbbi olarak, Dimethyltryptamine adlı uyuşturucu ilacı alanların halüsinasyon esnasında sürüngen-insan karışımı yaratıklar gördükleri rapor edilmiştir.

Kaynak:gizliilimler

Yazar Hakkında |

1980 yılında Kocaeli'nde doğdum. Yaklaşık 13 yıldır tasarımla uğraşmaktayım. Çok küçük yaşlardan beri Uzay ve ötesine olan ilgim doğrultusunda, merakımı gidermek ve bilgi sahibi olmak amacıyla bu konular üzerine yıllardır araştırma yapmaktayım.

Start typing and press Enter to search